3 Ekim 1923’te alınan tarihi kararla başkent ilan edilen Ankara, Cumhuriyetin kalbi olarak 102 yıldır ulusun bağımsızlık simgesi olmayı sürdürüyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi kaderini değiştiren o tarihİ karar, 13 Ekim 1923’te alındı. Kurtuluş Savaşı’nın ardından bağımsızlığını tüm dünyaya ilan eden Türkiye, geleceğini Anadolu’nun ortasında yeniden inşa etmeye karar verdi. Bu kararla birlikte Ankara, resmen Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti ilan edildi.
KURTULUŞUN ARDINDAN YENİ BİR BAŞLANGIÇ
Tarihe “Türkiye Devleti’nin makarr-ı idaresi Ankara şehridir” ifadesiyle geçen bu yasa maddesi, sadece bir idari düzenleme değil, aynı zamanda yeni devletin modernleşme hedefinin güçlü bir göstergesiydi.
Bu adımla birlikte, Osmanlı’nın başkenti İstanbul’un yerine milli mücadelenin sembol kenti Ankara seçilerek yeni bir dönemin kapısı aralandı.
CUMHURİYETİN MODERN YÜZÜ: ANKARA’NIN DÖNÜŞÜMÜ
Başkent ilanının ardından Ankara kısa sürede modern bir Cumhuriyet kentinin prototipine dönüştü. 1920’li yılların sonlarından itibaren şehir planlaması için Avrupalı mimar ve şehircilik uzmanları davet edildi. Alman şehir plancısı Hermann Jansen tarafından hazırlanan planla Ankara, modern caddeleri, meydanları ve resmi kurum binalarıyla çağdaş bir kimliğe kavuştu.
Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan Bakanlıklar, TBMM binası, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Gazi Eğitim Enstitüsü, Cumhurbaşkanlığı Köşkü ve Anıtkabir, Ankara’yı sadece idari değil kültürel ve bilimsel bir merkez haline getirdi. Kısa sürede kurulan fabrikalar, bankalar, okullar ve üniversiteler, Atatürk’ün “fikri hür, vicdanı hür” nesiller hedefinin altyapısını oluşturdu.
NEDEN ANKARA?
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışından sonra yeni devletin merkezinin belirlenmesi sürecinde, stratejik konumu ve güvenliği nedeniyle Ankara ön plana çıktı. Anadolu’nun ortasında yer alması, cephelere yakınlığı, ulaşım kolaylığı ve Kurtuluş Savaşı boyunca üstlendiği yönetim merkezi rolü, Ankara’yı doğal bir başkent haline getirdi.
ANKARA: GEÇMİŞİN GÜCÜ, GELECEĞİN UMUDU
Ankara, 102 yıldır sadece Türkiye’nin idari merkezi değil, aynı zamanda ulusal bağımsızlığın ve çağdaşlaşma vizyonunun simgesi olarak görülüyor. Atatürk’ün “Benim en büyük eserim Cumhuriyettir” sözünün anlam kazandığı şehirde, her cadde ve bina Cumhuriyetin izlerini taşıyor. Başkent, geçmişin onurunu taşırken, geleceğin umutlarını da şekillendiriyor.
Bugün Ankara; kültürüyle, tarihiyle, üniversiteleriyle, sanatıyla ve diplomatik merkez olma rolüyle hem Türkiye’nin hem de dünyanın saygı duyduğu bir şehir konumunda.
Kaynak: Haber Merkezi
Editör: Melisa Altuntaş
