Uygulamamızı ziyaret ederek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2025 Küresel Metan Takipçisi raporunu yayımlayarak fosil yakıt kaynaklı metan salımlarına dair çarpıcı verileri kamuoyuyla paylaştı. Güncellenen veriler, enerji sektörünün metan salımında hâlâ yüksek seviyelerde seyrettiğini ve mevcut çabaların belirlenen hedeflerin gerisinde kaldığını ortaya koydu.
IEA, en güncel uydu gözlemleri ve saha ölçümlerine dayanan analizinde, fosil yakıt üretiminde rekor düzeylere ulaşıldığını, buna karşın metan azaltımı için yeterli önlemlerin hâlâ hayata geçirilmediğini vurguladı. 2024 yılı itibarıyla petrol ve doğalgaz tesislerinden kaynaklanan dev metan sızıntılarının tespitinde rekor kırıldı. Şu anda dünya yörüngesinde metan izleme kapasitesine sahip 25’ten fazla uydu bulunuyor ve bu sistemlerin veri şeffaflığını ciddi şekilde artırdığı kaydediliyor.
Rapora göre, fosil yakıtlardan kaynaklanan metan emisyonları yılda 120 milyon tonun üzerinde kalmaya devam ediyor. Bu emisyonların yaklaşık üçte biri, doğrudan insan faaliyetleriyle bağlantılı. Özellikle terk edilmiş petrol kuyuları, gaz tesisleri ve kömür madenlerinden yayılan metan gazının yıllık toplam salıma 8 milyon tonluk katkı yaptığı belirtiliyor. Bu miktar, metan salımı yapan ülkeler arasında dördüncü sırada yer alabilecek büyüklükte.
IEA’nın verilerine göre enerji sektöründen kaynaklanan metan salımlarının yaklaşık yüzde 70’i mevcut teknolojilerle durdurulabilir. Üstelik birçok önlem, salınan metanın yeniden piyasaya kazandırılabilmesi sayesinde sadece bir yıl içinde kendini ekonomik olarak amorti edebiliyor.
Rapor, ülkeler ve enerji şirketleri arasında emisyon yoğunlukları açısından büyük farklar olduğunu da gösteriyor. En iyi performans gösterenler ile en geride kalanlar arasında 100 katlık bir fark bulunuyor. Bu nedenle, iyi uygulamaların yaygınlaştırılması ve farkındalığın artırılması büyük önem taşıyor.
IEA’ya göre bugüne kadar yapılan metan azaltımı taahhütleri, küresel petrol ve doğalgaz üretiminin yüzde 80’ini kapsıyor. Ancak bu üretimin sadece yüzde 5’i, “sıfıra yakın metan emisyonu” kriterlerini karşılıyor. Hâlihazırdaki politikalarla devam edilirse, enerji sektöründen kaynaklı azaltım önlemleri 2050’ye kadar küresel sıcaklık artışını yaklaşık 0,1°C seviyesinde aşağı çekebilir. Bu, tüm ağır sanayi emisyonlarının aynı anda durdurulmasıyla eşdeğer bir kazanım olarak değerlendiriliyor.
IEA, metan sızıntılarının ve yakma işlemlerinin kontrol altına alınmasının sadece çevresel fayda değil, aynı zamanda enerji güvenliği açısından da önemli avantajlar sağladığını belirtiyor. 2024’te uygulanabilecek metan azaltım önlemleriyle yaklaşık 100 milyar metreküp doğal gazın piyasaya kazandırılabileceği, bunun da Norveç’in toplam gaz ihracatına denk olduğu belirtiliyor. Ayrıca hâlen her yıl 150 milyar metreküp doğal gazın rutin olarak yakıldığı ve bunun büyük ölçüde önlenebilir olduğu da vurgulanıyor.
Kaynak: Haber Merkezi