Uygulamamızı ziyaret ederek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yenilenebilir enerji yatırımlarının artışı, iklim hedeflerine ulaşmak için hayati önem taşıyor. Ancak uzmanlar, bu yatırımların kesintili doğası nedeniyle kendi başına yeterli olmadığını vurguluyor. Güneş parlamadığında ya da rüzgâr esmediğinde devreye girecek Uzun Süreli Enerji Depolama (Long-Duration Energy Storage – LDES) teknolojileri, bu noktada enerji sisteminin sürdürülebilirliğini garanti altına alan kritik bir unsur olarak öne çıkıyor.
Günümüzde, yenilenebilir enerjiye geçişte arz-talep dengesizliği en büyük sorunlardan biri olarak kabul ediliyor. LDES sistemleri, fazla üretilen elektriğin talebin düşük olduğu zamanlarda depolanmasını sağlayarak bu dengesizliği ortadan kaldırıyor. Böylece temiz enerji arzı sadece bol olduğu anlara değil, ihtiyaç duyulan her ana yayılmış oluyor.
Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD), çevre danışmanlık firması ERM ve önde gelen enerji şirketlerinin ortak çalışmasıyla hazırlanan yeni brifingde, “2030’a Kadar 3 Kat Yenilenebilir Enerji Hedefi İçin LDES Yatırımı” çağrısı yapılıyor. Özellikle LDES sistemlerinin rüzgâr ve güneş santralleriyle aynı alanlarda konumlandırılması — yani “eş konumlandırma” — modelinin enerji verimliliğini önemli ölçüde artırabileceği belirtiliyor.
Brifing, enerji sektörüne, yatırımcılara ve politika yapıcılara yönelik şu önerileri içeriyor:
Yatırım engelleri kaldırılmalı: LDES’in yaygınlaşmasını geciktiren finansal, düzenleyici ve teknik bariyerler ortadan kaldırılmalı.
Politika desteği artırılmalı: LDES yatırımlarına yönelik şebeke bağlantısı kolaylaştırılmalı, vergi teşvikleri sağlanmalı, uzun vadeli alım anlaşmaları (PPA), zaman damgalı menşei garantileri ve fark sözleşmeleri gibi araçlar devreye alınmalı.
LDES’in tanımı yasallaştırılmalı: Hükümetler, LDES’i ulusal enerji stratejilerine ve emisyon azaltım taahhütlerine (NDC) dâhil etmeli.
ERM Akıllı Enerji Sistemleri Lideri Foaad Tahir, “LDES, yalnızca teknik bir çözüm değil, aynı zamanda enerji geçişinde stratejik bir araçtır. Hem maliyetleri düşürür hem de değişken yenilenebilir kaynaklardan gelen elektriğin etkin kullanımını sağlar,” açıklamasında bulundu.
Brifinge göre, enerji sektöründeki şirketler LDES’i portföylerine entegre ederek yalnızca sistem esnekliği kazanmakla kalmayacak, aynı zamanda karbon ayak izlerini azaltabilecek. İş geliştirme ekipleri, LDES sayesinde yeni gelir kanalları yaratabilirken, yatırımcılar da uzun vadeli ve istikrarlı kazanç fırsatlarına erişebilecek.
WBCSD Enerji Direktörü Céline Le Goazigo, “Üyelerimiz LDES çözümlerini ölçeklendirmek için ortak hareket ederek enerji sistemlerinin daha akıllı ve daha temiz hale gelebileceğini gösteriyor” dedi.
LDES sistemlerine yönelik küresel ilgi artarken, Avrupa da kısa süreli enerji depolama teknolojileri için düğmeye bastı. SolarPower Europe, Avrupa genelinde pil depolama alanında yatırımları artırmak ve düzenleyici çerçeveyi güçlendirmek amacıyla Battery Storage Europe Platformunu kurdu. Platform, 2030’a kadar AB genelinde pil depolama kapasitesinin 10 kat artırılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Yeni yapının başkanı Juhi Dion Sud, “Pil depolama artık bir tercih değil, zorunluluktur. Aksi takdirde Avrupa’nın enerji dönüşümü yavaşlayabilir,” diyerek acil eylem çağrısında bulundu.
SolarPower Europe CEO’su Walburga Hemetsberger ise, “Güneş ve depolama mükemmel bir ikili. Güneş enerjisindeki büyümeye paralel olarak pil teknolojileri de hızla büyümeli,” sözleriyle bu hedefin altını çizdi.
Uzmanlara göre, yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli, güvenli ve sürekli kullanılabilmesi için uzun süreli enerji depolama teknolojilerinin hızla yaygınlaştırılması gerekiyor. Aksi hâlde, fosil yakıtlardan arındırılmış bir enerji altyapısı kurmak mümkün olmayacak. Bu nedenle hem kamu otoriteleri hem özel sektör, LDES’in yaygınlaşmasını sağlamak için birlikte hareket etmeli.
Enerji dönüşümünün başarısı için artık şu gerçek kabul görüyor: Yenilenebilir enerji yeterli değil, yanında LDES olmadan eksik kalır.
Haber Merkezi
