2025 yılı, Çin dış politikasında ABD ile yaşanan tarife gerilimi, ticaret savaşı riski ve ekonomik anlaşmazlıkların belirleyici olduğu bir dönem olarak öne çıktı. ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminde izlediği politikalar, Pekin-Washington hattında ilişkileri büyük ölçüde ticaret ve ekonomi eksenine taşıdı.
ABD-ÇİN İLİŞKİLERİNDE TİCARET GÜNDEMİ ÖNE ÇIKTI
Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ilişkiler 2025 boyunca, siyasi ve askeri başlıklardan çok gümrük tarifeleri, teknoloji kısıtlamaları ve tedarik zinciri rekabeti etrafında şekillendi. Bu süreçte diplomatik müzakerelerde, diplomat ve askerlerin yerini ağırlıklı olarak ekonomi ve ticaret yetkilileri aldı. Washington yönetimi bir yandan tarife artışları ve çip sektörüne yönelik ihracat kısıtlamalarıyla baskıyı artırırken, Pekin yönetimi de kritik mineraller ve nadir toprak elementleri üzerindeki kontrol mekanizmalarını güçlendirdi.
TARİFE RESTLEŞMESİ TİCARET SAVAŞINI TIRMANDIRDI
ABD Başkanı Trump’ın 2 Nisan’da Çin’e yönelik ek gümrük vergileri açıklaması, iki ülke arasında sert bir tarife restleşmesini beraberinde getirdi. Karşılıklı hamleler sonucunda:
-
ABD’nin Çin’e uyguladığı gümrük tarifeleri yüzde 145’e,
-
Çin’in ABD ürünlerine uyguladığı tarifeler ise yüzde 125’e kadar yükseldi.
Bu gelişmeler, küresel ticaret dengelerinde ciddi belirsizliklere yol açtı.
MÜZAKERE TRAFİĞİ YOĞUNLAŞTI
Artan gerilim sonrası taraflar, ekonomik anlaşmazlıkların çözümü için yıl boyunca farklı merkezlerde bir araya geldi. Cenevre, Londra, Stockholm, Madrid ve Kuala Lumpur’da yapılan görüşmelerde, karşılıklı tarife artışları iki kez 90 günlük periyotlarla askıya alındı. Beşinci tur müzakerelerin ardından taraflar, ekonomik sorunların çözümüne yönelik geçici bir mutabakat çerçevesi üzerinde uzlaşı sağlandığını duyurdu.
KRİTİK ANLAŞMAZLIKLAR ERTELENDİ
ABD Başkanı Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in 30 Ekim’de Güney Kore’nin Busan kentinde yaptığı görüşme sonrası açıklanan uzlaşma, birçok temel başlığın çözümünü ileri bir tarihe bıraktı.
Bu kapsamda:
-
Fentanil gerekçesiyle uygulanan ek tarifeler düşürüldü,
-
Karşılıklı ek gümrük vergilerinin bir bölümü bir yıl ertelendi,
-
ABD’nin ihracat kontrol listeleri ve Çin’in nadir toprak ihracatına ilişkin tedbirleri de geçici olarak askıya alındı.
ABD’NİN ÇİN’E BAKIŞI DEĞİŞTİ
Trump’ın ikinci başkanlık dönemiyle birlikte ABD’nin Çin’e yönelik rekabet anlayışında da değişim yaşandı. Trump yönetimi, Çin’i ideolojik bir tehditten ziyade ekonomik rakip olarak konumlandırdı.
“Önce Amerika” politikası doğrultusunda:
-
Gümrük tarifeleriyle yerli sanayi korunmaya çalışıldı,
-
Çin ile ilişkiler çok taraflı ittifaklar yerine ikili ve karşılıklılık esasına dayalı yürütüldü.
RUSYA-ÇİN YAKINLAŞMASI VE KÜRESEL DENGELER
ABD’nin Rusya’ya yönelik yaklaşımındaki yumuşama sinyalleri, Pekin’in Moskova ile ilişkilerini daha da güvence altına alma arayışını hızlandırdı. Çin ve Rusya liderleri, 2025’te İkinci Dünya Savaşı’nın bitişinin 80. yılı kapsamında karşılıklı ziyaretler gerçekleştirdi. Bu temaslarda, savaş sonrası uluslararası düzene bağlılık vurgusu öne çıkarken, ABD’nin tek taraflı hamleleri küresel dengelerde yeni tartışmaları beraberinde getirdi.
“ÇOK KUTUPLULUK” VE “KÜRESEL GÜNEY” VURGUSU
Pekin yönetimi, ABD’nin tek taraflı politikalarına karşı çok taraflılık, çok kutupluluk ve Küresel Güney dayanışması söylemini dış politikanın merkezine yerleştirdi. Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde Çin, Birleşmiş Milletler merkezli küresel düzenin korunmasını savunan “Küresel Yönetim Girişimi” önerisini gündeme taşıdı. Bu kapsamda gelişmekte olan ülkelerin küresel yönetişimde daha fazla söz sahibi olması gerektiği vurgulandı.
TÜRKİYE İLE STRATEJİK MESAJ
Devlet Başkanı Şi Cinping, ŞİÖ Zirvesi kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede, Çin-Türkiye ilişkilerinin yalnızca ikili çıkarlar açısından değil, Küresel Güney’in ortak çıkarları açısından da önem taşıdığını ifade etti.
JAPONYA İLE TAYVAN GERİLİMİ
Yılın son aylarında Çin’in gündemindeki bir diğer kritik başlık ise Japonya ile yaşanan diplomatik kriz oldu. Japonya Başbakanı Takaiçi Sanae’nin, Tayvan’a olası askeri müdahale ihtimaline ilişkin açıklamaları Pekin’in sert tepkisine yol açtı. Bu açıklamalar sonrası iki ülke arasında diplomatik protestolar, seyahat uyarıları, kültürel etkinlik iptalleri ve ticari kısıtlamalar gündeme geldi.
2025’İN ÇİN DIŞ POLİTİKASI FOTOĞRAFI
2025 yılı, Çin dış politikasında ekonomik rekabet, küresel güç dengeleri ve çok kutuplu dünya arayışının öne çıktığı bir yıl oldu. ABD ile yaşanan ticaret gerilimleri, Pekin’in hem bölgesel hem küresel ölçekte yeni ittifak ve söylemler geliştirmesine zemin hazırladı.
Kaynak:AA