Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın da katılımıyla bakanlık tarafından düzenlenen “Birlikte Daha İyiye: Aileden Başlayan Küresel Dayanışma” temalı yan etkinlik programında konuştu.
“DİJİTAL DÜNYADA ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ” TÜM ÜLKELERE ÇAĞRI
Bakan Göktaş, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanan **“Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi”**ne dikkat çekerek, bu girişimin sadece Türkiye için değil, tüm dünya için bir çağrı niteliğinde olduğunu söyledi. Çocukların dijital ortamlarda güvenle var olmalarını, kişisel verilerinin ve mahremiyetlerinin korunmasını hedeflediklerini vurguladı.
“GÜÇLÜ AİLE YAPISI HER ALANDA İSTİKRAR GETİRİR”
Tanıtım videosunun ardından konuşan Bakan Göktaş, daha iyi bir dünyanın toplumun temeli olan aileden başladığına inandıklarını belirtti. Adalet, merhamet, paylaşma ve dayanışma gibi insanlığın ortak değerlerinin önce evlerde filizlenip mahallelere, şehirlere ve oradan da tüm dünyaya yayıldığını anlatarak, “Güçlü aile yapılarına sahip ülkeler her alanda daha istikrarlı olur” dedi.
“AİLEYİ KORUMAK TEMEL VE İNSANİ GÖREV”
Bakan Göktaş, birçok uluslararası belgenin aileyi “toplumun doğal ve temel birimi” olarak tanımladığını hatırlatarak, Türkiye’nin aile kurumunu korumayı ve güçlendirmeyi temel ve insani bir görev olarak gördüğünü söyledi. Bu doğrultuda Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi için Vizyon Belgesi ve Eylem Planı ile yol haritası oluşturulduğunu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın takdirleriyle ilan edilen **“2025 Aile Yılı”**nın çalışmalara ivme kazandırdığını belirtti.
Gençlerin aile kurmasını kolaylaştırmak için konut edinme, evlilik kredileri gibi teşviklerin yanı sıra doğum destek sistemiyle ailelerin yanında olduklarını ifade eden Göktaş, 2025 Aile Yılı’nın kalıcı hale gelmesi için **“2026-2035 Aile ve Nüfus On Yılı”**nı ilan ettiklerini söyledi.
“KÜRESEL DÜNYADA AİLE DEĞERLERİ TEHDİT ALTINDA”
Göktaş, modernleşme ve küreselleşmenin gölgesinde aile kurumunun birçok tehditle karşı karşıya olduğunu belirterek, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmelerin, tüketim alışkanlıklarının ve zararlı ideolojik eğilimlerin aile değerlerini aşındırdığını vurguladı. Genç nüfusun azalması ve yaşlı nüfusun artmasıyla iş gücünün küçüldüğünü, insan sermayesinin zayıfladığını ve bu durumun tüm ülkeler için ciddi riskler oluşturduğunu kaydetti.
Kaynak:İHA