anani kanguru gibi ziplatip sikiyorum

CHP 18 Ocak’ı bekliyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya, “Bu çürüyen sistemi hızla terketmemiz, yeni bir sayfa açmamız gerekiyor” dedi.
 Tarih: 15-01-2020 11:54:27   Güncelleme: 15-01-2020 12:04:27
CHP 18 Ocak’ı bekliyor

Kaya, dün (14 Ocak) Radyo Harman’da, gazeteci Hüseyin Bekar’ın sunduğu “Gündemdekiler” programına konuk oldu.

Partisinin 18 Ocak’ta CHP Genel Merkezi’nde düzenleyeceği Ulusal Eğitim Çalıştayı ilişkin bilgi veren Kaya, 6 çalışma grubunun 6 temel başlığı ele alacağını söyledi.

CHP yöneticisine sorulan sorular ve cevapları şöyle:

Bugün TBMM açılıyor. Grup toplantıları var. Sayın Genel Başkan da grup konuşması için hazırlığını yapmış. Size yeni yasam yılında başarılar diliyorum.

Umarım AKP ile MHP aç kapa yapmaz.  Onlar Meclis’i 3 gün çalıştırıp 15 gün tatil yapmaya çok hevesliler. Toplumun çok ciddi sorunları var. Ekonomik sorunlar ve işsizlik had safhada. Bu sorunlara çözüm üretmesi gereken yer TBMM.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın evlenmeyen gençlere ilişkin sözleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yapay gündemler bunlar. İnsanların evlenip evlenmeyeceğine karar vermeleri insanların kendi tercihi. Kişilerin kendisi karar verir. Siyasal iktidar Türkiye’nin biriken temel sorunlarını çözmek yerine bu tür yapay gündemler oluşturarak sorunları halının altına süpürüyor. Bence ne gençler ne de bekarlar bu konuyu ciddiye bile almıyorlar. Çünkü evlilik birlikte bir yaşamı yürütebilmek için ev ister, ekmek ister, iş ister, aş ister. Eğer bunlar yoksa… Açıklanan resmi rakamlara göre işsizlik yüzde 14. Sekiz buçuk milyona yaklaşmış bir işsizler ordumuz var. Buna çare üretmesi gereken siyasal iktidar başka işlerle uğraşıyor.

Hükümetin eğitim politikaları hakkındaki düşünceniz nedir?

Yedinci Milli Eğitim Bakanı ile çalışıyor AKP. AKP’nin eğitime çözüm üretme şansı yok. 100 yıllık Cumhuriyet’in biriktirdiği eğitim anlayışını 17 yılda silmek için elinden gelen her türlü gayreti sarf ediyor. Laik, bilimsel, demokratik bir eğitim anlayışından hızla uzaklaşıyor. Çağı yakalayan bir eğitim anlayışını gündeme getirmesi gerekirken çağın gerisine düşen bir eğitim anlayışıyla süreci götürmeye çalışıyor. MEB’in özellikle son dönemde Ziya Selçuk’un sorunu tespit etmesi benim açımdan önemli. Ama sorunun çözümüne dair hiçbir şey üretememek ciddi problem.

Bu hafta sonu Ankara’daki Doğa Koleji’nin Eryaman’daki kampüsünün önünde öğrenci velilerinin ve öğretmenlerinin bir çığlığı vardı. Ben o çığlığa ses olmak için katıldım bu etkinliğe. Tablo şu:

Öğrencisini okula göndermiş veli, peşin parayı ödemiş. Fakat okulun sahibi öğrencilerden aldığı parayı inşaat sektörüne yatırmış. Ama inşaat sektörü çökmüş. Dolayısıyla sistem de çökmüş. 82 bin öğrencisi, 13.500 çalışanı olan bir kurumdan bahsediyoruz.

Bilimden uzaklaşmış bir üniversite hayatı var. Liseyi bitirmeyen, ortaokula devam etmeyen öğrenci sayısı üç milyona yaklaştı. Niye bunlar örgün eğitime gelmiyorlar da yaygın eğitime gidiyorlar. Nedeni şu: ‘Sen istediğin okula gidemezsin’ diyor. ‘Ya benim açtığım imam hatiplere gideceksin ya da okula gitmeyeceksin‘

İmam hatiplerin dayatılmasının alternatifi nedir?

İnsanlar dinini öğrenebilirler kim neye inanıyorsa. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi var. İmam ya da müezzin olmak isteyen imam hatibe gider. Ama mühendis, avukat, doktor olmak isteyeni sen buraya gideceksin diye zorlayamazsın.

İkili öğretim eğitim sisteminde asla kabul edilebilecek bir şey değildir. İlkokul birinci sınıfa giden çocuk nasıl saat 07.00’de, bu karanlıkta, okula gidecek. Bunu bile düşünmeyen, buna dair çözüm üretemeyen bir milli eğitim sistemi var.

Eğitimin kalitesi, insan kaynağı, eğitime ayrılan bütçe gibi konuları açabilir miyiz?

2002 yılında AKP iktidara geldiğinde eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18.  2020 bütçesinde eğitime ayrılan pay yüzde 4.65. AKP iktidara geldiğinde atanamayan öğretmen sayısı 67 bin vardı, şimdi bu sayı 700 bine çıkmış.

Eğitimde bir itibar kaybı var mı?

Eğitimde bir itibar kaybı olduğu çok açık. Eğitimde itibar kaybı olduğunu nereden anlıyoruz: Okuduğunu anlayamayanların oranı yüzde 60-70’e çıkmış. Çocuk okuyor ama okuduğunu anlamıyor.  PISA sonuçları ayrı. Orada zaten başarısızız.  Ama bu başka bir şey. Bir de MEB’in geçen hafta açıkladığı stratejik analizleri gazetelere de yansıdı. Diyor ki eğitimde sistem çökmüş, başarısızız. Bunu zaten MEB’in kendi de tespit ediyor

Öğretmen-veli-öğrenci üçgeni nasıl işlemeli?

Öncelikle şunun olması gerekiyor: Okulda okul idaresi, öğretmen, veli ve öğrenci temsilcilerinden oluşan bir okul meclisi kurulmalı. Okul meclisi okulun tüm sorunlarına birlikte çözüm üretmeli. Eğitim müfredatının uygulanmasından tutun hayatın tüm alanlarının şekillenmesine kadar birlikte söz- yetki-karar ilişkisini devreye sokmalı. Okul aile birliklerinin statüsü değiştirilerek yasal bir düzenleme yapılmalı. Okul aile birliğinde bir yasal düzenleme yapılmazsa okullardaki sorunlara dair bir çözüm üretme şansımız yok.

İktidarın eğitimdeki asıl hedefi nedir?

Ara kademelerdeki değişikliklerle birlikte 18 kez değişmiş bir eğitim sistemi var. Cumhuriyet’in temeli eğitimle atılmış. Eğer Cumhuriyet ile hesaplaşmak istiyorsan Cumhuriyet’i temelden yıkacaksın. Temelden yıkabilmek için eğitim sistemiyle uğraşıyor.

Eğitim sisteminin stratejisi yanlışsa zafer ve başarı beklenebilir mi?

Beklenemez. Sadece eleştiren bir yerde durmuyoruz.  18 Ocak’ta eğitim çalıştayımız var, CHP yapıyor. Bu soruna ilişkin biz ne söylüyoruz? Çözüm önerimiz ne olacak? Şimdi eğitim sistemini kökten, yeniden yazacak halimiz yok. Zaten Cumhuriyet’le birlikte temelleri atılmış ve bugünlere gelmiş. Şimdi yapılması gereken yaşanan bu sorunlara çözüm üretmek. 32 yıl öğretmenlik yapmış, sendika genel başkanlığı yapmış biri olarak ‘Ben bunları bilirim’ iddiasında değilim. Sayın Kılıçdaroğlu’nun da yaklaşımı şudur: Bir konuya ilişkin eğer politika üreteceksek konunun paydaşlarıyla mutlaka görüşülerek bunun yapılması gerekir.

Yaklaşık 4 aydır çalışma yürütüyoruz. Profesör, öğretmen ve sendikacılardan oluşan bir eğitim danışma kurulumuz var. Bu kurulla hazırlık yaptık. Ayın 18’inde eğitim tüm bileşenlerini çağırıyoruz Eğitim Bir Sen’den Türk Eğitim Sen’e, Anadolu Eğitim Sen’den Eğitim İş’e, Eğitim Sen’e kadar bu alanda ne kadar sendika varsa çağırıyoruz.

Öğretmenlerin durumu ne olacak?

Öğretmen ayda bir kez olsun eşi ve çocuklarıyla sinema ve tiyatroya gidemiyor, günlük gazete alamıyor, kitap okuyamıyor. Öğretmen maaşı Avrupa standartlarının çok çok gerisinde. AKP iktidara geldiğinde öğretmenin aldığı maaşla bugün aldığı maaş arasında ciddi bir erime var. Bu konu Öğretmen Meslek Kanunu ile çözülebilecek bir konu. Bu konuyu 23 Kasım 2018’de TBMM’de CHP Grubu olarak kanun teklifini verdik ve halen bu konuda bir adım atılamadı. Bakın engelli öğretmenlerin sorunlarının çözümleri için mücadele ediyoruz.  Güvenlik soruşturmasına takılan öğretmenler var. Bunların sorunlarını takip ediyoruz. Ücretli, sözleşmeli ve emekli öğretmenlerin ciddi anlamda sorunları var.  Emekli öğretmenler sokakta gezemeyecek halde. Çünkü emekli maaşları utanç verici bir tablo. Bir öğretmen sokakta öğrencisinin karşısında eziliyorsa o ülke ve yöneticileri başı dik gezemez.

Bugün en düşük öğretmen maaşının mutlaka 1000 dolar seviyesinde olması gerekiyor.  Ama 3500 lira. Çünkü 6000- 6500 lira zaten Avrupa İnsani Kalkınma Endeksi’ne göre alması gereken para. Bir öğretmen eğer aylık 6000 lira maaş alamıyorsa teknolojiyi ve dünyadaki gelişmeleri takip edemiyorsa o öğretmenin başarılı olmasını bekleyemeyiz. Ama bunların hepsinden mahrum bir öğretmen soruna çözüm üretemez.

18 Ocak’ta yapacağınız çalıştay ile CHP neyi hedefliyor?

Birinci hedefimiz Türkiye’deki eğitim sisteminin geldiği nokta ve buna eğitimin bileşenleriyle nasıl bir müdahale yapılabileceğini tartışmak. İkinci hedef CHP 37. Olağan Kurultay’ını yapacak. Kurultay’da muhtemelen program değişikliği de gerçekleşecek . Programda eğitim bölümü bu çalıştayda ortaya çıkacak görüşlerden oluşacak. Üçüncü hedefimiz dünyada eğitimde ne olup bitiyor, Avrupa’da ve dünyanın değişik yerlerindeki yeni eğitim modelleri nelerdir? Bunları da masaya yatıracağımız Mart sonunda, Nisan başında bir uluslararası eğitim çalıştayı da bunu üzerine yapacağız.

Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk’a da davetiye gönderdik. Umarım kendisi ya da görevlendireceği bakanlık yetkilileri de gelirler. Çünkü bu sorun Türkiye’nin sorunu. Bu sorun tek başına CHP’nin sorunu değil.

Çalıştaya yurt dışından katılım olacak mı?

Bu ulusal boyutta bir çalıştay olduğu için yurtdışından katılım olmayacak, bu Türkiye ölçeğinde.  Buradan çıkacak sonuç birikimimiz olacak. CHP’nin görüşlerini burada oluşturacağız, daha sonra bunu uluslararası çalıştaya taşıyacağız. Bizim derdimiz üzüm yemek, bağcı dövmek değil.

PISA ölçümleri ve beyin göçünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

PISA’DA bu sistemden başarı beklemek mümkün değil. Öğretmenin yetişme, okulun fiziki koşullarını değişitrememişsin. Okullarda laboratuvar, kütüphane yok. Akıllı tahta diye bir şey icat ettiler, Fatih Projesi çöpe gitti. Buraya harcanan para tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla harcanmış para. Bunların tamamını çöpe atacaksın, daha sonra da döneceksin ‘PISA’da başarı elde edeceğim’ diyeceksin. Diyelim ki bir sıra yukarı çıkmış. 50 ülke arasından 37-38 değil 36. sıraya gelmiş. Bununla övünen bir şey olabilir mi? Çin birinci sırada. PISA’da ilk 10’da olmamız gerekiyor. İlk 10’da olabilmemiz için çağı yakalamamız gerekiyor.

15 Mart’ta MEB’de yönetici ataması olacak. Atama ve terfide liyakat göz önüne alınacak mı çalıştayda?

Burada bir stratejik bir yönelim var: Yöneticilerin yüzde 96’sı bir sendikaya bağlı. Ağırlıklı olarak imam hatip çıkışlılar müdür ve müdür yardımcısı olmuş. Burada liyakat hak getire noktaya gelmiş. Liyakatten uzaklaştığınız müddetçe eğitim ve üretimde başarı elde edemezsiniz.

Kadın yönetici yok. Öğretmenlerin yüzde 55’i kadın. Ama yüzde 2’si kadın yönetici. Bu ayıp TC MEB’e yeter.

Bu bize yakışmıyor. Nüfusun yüzde 50’si kadın. Öğretmenin neredeyse yüzde 60’a varan bölümü kadın ve yöneticilik kadınlardan uzaklaşmış. MEB’de üst düzey bürokratlarda br kadın yönetici göstersinler dişimi kırarım.

YILDIRIM KAYA / PORTRE

Yıldırım Kaya, 7 Kasım 1958’de Kırşehir’de doğdu. 1979 yılında Eğitim Enstitüsü Sınıf Öğretmenliği’ni bitirdi ve mesleğe başladı. Anadolu’da birçok şehirde öğretmenlik yapan Kaya, 1990 yılında Eğit-Sen’in kurucuları arasında yer aldı. 2013 yılında Ankara’da emekli oldu. 2014 yılında CHP Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Seyhan Erdoğdu’nun yardımcılığı görevini üstlendi. CHP’de 2016 yılından itibaren Örgütlenme ve Emek Büroları’nda görev aldı. 24 Haziran 2018 Genel Seçimlerinde 27. Dönem Ankara Milletvekili seçildi.

CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevinin yanısıra TBMM “Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu” CHP Grup Sözcülüğü de yapıyor.

 

 

 

 

 

 

Etiketler
  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER RÖPORTAJ Haberleri
HABER ARŞİVİ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI