SON GELİŞMELER
Bize Ulaşın

COP30’dan beklenen çıkmadı: Fosil yakıtlar yine gündemin dışında kaldı

Haber görseli

Tarım Yazarı Alparslan Tekbaş, Manşet Haber’e yaptığı değerlendirmede, Brezilya’nın Belem kentinde düzenlenen COP30 Zirvesi’nin, fosil yakıtlar ve iklim finansmanı başlıklarında beklentileri karşılamaktan uzak kaldığını belirtti. Amazon Havzası’na yakın bir coğrafyada düzenlenmesine rağmen zirvenin, önceki COP’larda yaşanan anlaşmazlıkları aşamadığına dikkat çekildi.

FOSİL YAKITLARDAN ÇIKIŞ YİNE ERTELENDİ

COP30’un sonuç bildirgesinde fosil yakıtlardan tamamen çıkışa yönelik net bir karar alınmadığını belirten Tekbaş, metinde “fosil yakıtlar” ifadesinin dahi kullanılmadığının altını çizdi. Bunun yerine, “düşük karbonlu kalkınmanın geleceğin trendi olduğu” yönünde daha yumuşak ve bağlayıcılığı düşük ifadelerin tercih edildiğini aktardı.

Taslak metinde yer alan “yol haritası süreci” ifadesinin nihai metinden çıkarılmasının, fosil yakıt üreticisi ülkelerin itirazlarının bir kez daha belirleyici olduğunu gösterdiğini belirten Tekbaş, bu tablonun petrol ve doğal gaz üreticisi ülkelerin iklim müzakereleri üzerindeki etkisinin sürdüğünü ortaya koyduğunu vurguladı.

İKLİM FİNANSMANINDA BELİRSİZLİK SÜRÜYOR

İklim finansmanı başlığında da net bir ilerleme sağlanamadığını belirten Tekbaş, yıllık 1,3 trilyon dolarlık finansman hedefinin 2035’e kadar nasıl karşılanacağına dair yol haritasının genel hatlarıyla konuşulduğunu, ancak bu hedefin sonuç bildirgesinde kesinleşmediğinin altını çizdi.

Finansmanın ağırlıklı olarak emisyon azaltımına yöneltilmesinin, iklim krizinden en fazla etkilenen gelişmekte olan ülkelerin tepkisini çektiğine dikkat çekildi. Adaptasyon için ayrılan payın üç katına çıkarılması yönünde tartışmalar yürütülse de bağlayıcı bir dil kullanılmamasının, bu başlığın da ileriki COP’lara ertelendiğini gösterdiği belirtildi.

COP31 EV SAHİPLİĞİNDE TÜRKİYE-AVUSTRALYA FORMÜLÜ

COP30’un ardından gözlerin COP31’e çevrildiğini belirten Tekbaş, ev sahipliği sürecinin iklim diplomasisi açısından dikkat çekici bir modele dönüştüğünü belirtti. Avustralya’nın LNG ve kömür ihracatında dünya genelinde önde gelen ülkelerden biri olması nedeniyle ev sahipliğine yönelik ciddi eleştiriler aldığını hatırlattı.

Bu baskılar sonucunda Avustralya’nın geri adım attığını ve Türkiye’nin ortak ev sahipliği teklifinin kabul edildiğini aktaran Tekbaş, ortaya çıkan yeni formülün şu şekilde şekillendiğini belirtti:

Ev Sahibi Ülke: Türkiye (İstanbul ve Antalya)

Müzakere Başkanı: Avustralya

Bu modelin, iklim yönetişiminde “paylaşılan yetkinlikler” yaklaşımını başlattığını belirten Tekbaş, Avustralya’nın Pasifik ada devletleri adına müzakerelere başkanlık etmesinin, bu kırılgan ülkelerin çıkarlarının korunması açısından önemli olduğunu vurguladı.

TÜRKİYE’NİN İKLİM DİPLOMASİSİNDE YÜKSELEN PROFİLİ

Türkiye’nin COP31’e ev sahipliği yapmasının, ülkenin uluslararası iklim profilini güçlendirecek stratejik bir adım olduğunun altını çizen Tekbaş, Türkiye’yi öne çıkaran başlıca unsurlara dikkat çekti. Türkiye’nin, önceki ev sahibi hidrokarbon üreticisi ülkelere kıyasla daha dengeli bir enerji profiline sahip olduğunu vurguladı.

Ekim 2025 itibarıyla elektrik kurulu gücünde yenilenebilir kaynakların payının yüzde 62’ye ulaştığını hatırlatan Tekbaş, bunun emisyon azaltımı konusunda güçlü bir gösterge olduğunu belirtti.

COĞRAFİ AVANTAJ VE “KÖPRÜ ÜLKE” ROLÜ

Türkiye’nin Asya ile Avrupa arasında yer alan konumunun, COP31’e katılacak delegeler açısından daha düşük karbonlu ulaşım imkanı sunduğunu söyleyen Tekbaş, bu durumun özellikle liderlerin özel jet kullanımlarının eleştirildiği bir dönemde önemli bir avantaj sağladığını belirtti.

Gelişmekte olan ülke kimliği, Akdeniz kuşağında yer alması ve ekonomik kalkınmadan vazgeçmeden düşük karbonlu dönüşüm hedefiyle hareket etmesi sayesinde Türkiye’nin, Küresel Kuzey ile Küresel Güney arasında güçlü bir köprü konumuna geldiği belirtildi.

COP31’DE TÜRKİYE’Yİ BEKLEYEN KRİTİK SORUMLULUKLAR

İstanbul ve Antalya’da düzenlenecek COP31 Zirvesi’nde fosil yakıtlardan çıkış, iklim finansmanı ve adil geçiş mekanizmalarının yine ana gündem maddeleri olacağını söyleyen Tekbaş, müzakere başkanlığının Avustralya’da olmasının Türkiye açısından yük ve risk paylaşımı anlamına geldiğini belirtti.

Türkiye’nin bu süreçte, krizi yönetebilen, uzlaşı üretebilen ve kapsayıcı bir aktör olarak öne çıkma fırsatı yakaladığının altını çizen Tekbaş, ev sahipliğinin Türkiye için iklim gündeminde daha adil ve dengeli bir geçişin savunuculuğunu yapma açısından tarihi bir fırsat sunduğunu belirtti.

Haber Merkezi

Küfür, hakaret ve spam yayınlanmaz.
Köşe Yazarlarımız