Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) 29. Olağan Genel Kurulu’nda açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, Erdoğan, işçi-işveren ilişkilerinden asgari ücret sürecine, istihdam desteklerinden iş kazalarıyla mücadeleye, "Terörsüz Türkiye" hedefi ve büyüme politikalarına kadar birçok başlıkta değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"İHRACATIMIZIN YARISI TİSK BÜNYESİNDEKİ İŞLETMELER TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLİYOR"
"Türkiye'nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun yer aldığı İSO 500'deki ilk 10 işletmemizin 7'si TİSK camiası içerisindedir. İhracatımızın neredeyse yarısı TİSK bünyesindeki işletmeler tarafından gerçekleştiriliyor. Ayrıca TİSK, 40'ın üzerinde ulusal, 10'u aşkın uluslararası platformda işverenlerimizi başarıyla temsil ediyor. Burada bir hususun altını özellikle çizmek isterim. TİSK çatısı altında iş dünyamız, özellikle de işverenlerimiz için hazırlanan raporlar, yayınlar ve daha pek çok belge şüphesiz önemlidir, kıymetlidir. Ancak, kağıt üzerindeki hedefleri gerçeğe dönüştürmek, sahada ve sektörde bunları titizlikle uygulamaya dökmek işin özünü teşkil etmektedir."
"İŞÇİ VE İŞVEREN İLİŞKİSİ HAKKANİYETLİ OLMALIDIR"
"Değerli dostlar, işçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil, sürdürülebilir ve hakkaniyetli olması bizim için vazgeçilmezdir. Bu ilişki sağlıklı bir zemine oturtulmadığında, Allah muhafaza, sömürü ve adaletsizliğe giden yol önümüzde açılacaktır. Bu da yalnızca sosyal barışın altını oymakla kalmayacak, aynı zamanda birlik ve dayanışma iklimine de zarar verecektir. Geçmişte bunun acı örneklerini millet olarak hep birlikte yaşadık.
Bakınız, Anadolu’nun gönül hamurunu mayalayan o büyük insan, Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri bu konuda bizlere neler söylüyor: "Ekmeği öğrendim. Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini, sonra ekmeği hakça üleşmenin bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim." Evet. Diğer tüm alanlarda olduğu gibi, işçi ve işveren arasındaki ilişkilerde de baktığımız yer hak ve adalet eksenindedir. Kimsenin mağdur olmadığı, kimsenin emeğinin göz ardı edilmediği, işleyen ve güven veren bir sistem hepimizin önceliğidir."
"TİSK, ASGARİ ÜCRETTE ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALIDIR"
"Malumunuz, yarın Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını yapacak. Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum. İşçi kardeşlerimize yönelik atacağınız her olumlu adım, verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir. Hep söylerim, kefenin cebi yok. Dar-ı dünyadan dar-ı bekaya mal mülk değil; adalet, hakkaniyet, dürüstlük üzerine yaşanmış bir hayat ile hayır dualar götüreceğiz. İster siyasetçi, ister işveren olalım; eğer geride hayırla yâd edilen bir miras bırakabiliyorsak, işte asıl zenginlik budur, bahtiyarlık kaynağı budur.
"İŞ KAZALARINDA İHMALİ OLANIN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMIYORUZ"
"Zaman zaman hepimizin içini acıtan, millet olarak yüreklerimizi dağlayan çok üzücü iş kazaları meydana geliyor. Biz devlet olarak, emekçi kardeşlerimizin güvenli ortamlarda, gönül huzuruyla ve rahatça çalışabilmesi için elimizdeki tüm imkanları azami ölçüde seferber ediyoruz.
Hem sertifikasyon hem teftiş mekanizmalarımızı tam anlamıyla işletmeye özen gösteriyoruz. İzmir Konak, Beşiktaş Gayrettepe, Bolu Kartalkaya ve en son Kocaeli Dilovası facialarında olduğu gibi ihmali olan kim varsa, kamu ve belediye görevlileri dahil kimsenin gözünün yaşına bakmıyoruz. Fakat işverenlerimizin de iş sağlığı ve güvenliği konusunda üzerlerine düşen tüm yükümlülükleri titizlikle yerine getirmesi gerekiyor."
"1,9 TRİLYON MİLLİ GELİR HEDEFİNE EMİN ADIMLARLA YÜRÜYORUZ"
Dış ticarette sizlerin de emekleriyle ihracatımızı 36 milyar dolardan aldık, kasım ayı itibarıyla 270 milyar doların üzerine çıkardık. Milli gelirimiz 238 milyar dolardı. 2023 yılı üçüncü çeyrek rakamlarına göre 1 buçuk trilyon doları aşmış bulunuyoruz. Ekonomik büyümemiz 21 çeyrektir kesintisiz bir şekilde sürüyor. Deprem bölgemizin ihyası için harcanan 90 milyar dolara rağmen bunları başardık. 2028 için belirlediğimiz 1,9 trilyon dolar milli gelir hedefine emin adımlarla yürüyoruz.
Merkez Bankası rezervlerimiz güçlenirken, ülke risk primimiz düşüyor. Enflasyonda kasım ayında umutlarımızı artıran bir tabloyla karşılaştık. Kasım ayında 0,87 gelen enflasyon doğru yolda olduğumuzu teyit etti. Hayat pahalılığının temel sebeplerinden biri olan fiyatlama davranışındaki bozulma da yavaş yavaş düzeliyor. Fırsatçılıkla mücadelemiz ise hız kesmeden devam ediyor. Orta vadeli programın rehberliğinde enflasyonda nihai hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağız."
"48 MİLYAR LİRALIK DESTEKLE İSTİHDAMI KORUYACAĞIZ"
"Bu süreçte hep yaptığımız gibi reel sektörümüzün önerilerine, taleplerine ve eleştirilerine kulak vereceğiz. Son kabine toplantımızda emek yoğun üretim yapan tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerine yönelik koruma programını 2026 yılında da devam ettirmeyi kararlaştırdık. İstihdamını koruyan KOBİ'lerimize çalışan başına verdiğimiz aylık 2.500 liralık desteği 2026 senesinde 3.500 liraya yükseltiyoruz. Ayrıca büyük ölçekli firmalarımızı da programa dahil ediyoruz. Böylece toplam 48 milyar liralık bir destekle 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak, emekçi ve sanayicimizin yanında olacağız."
KADIN VE GENÇLERE TEŞVİK PROGRAMI 2026 SONUNA KADAR UZATILACAK
"2025 yılı için işverenlerimize asgari ücret desteği olarak her bir işçimiz için malumunuz 1000 lira veriyoruz. 2023 yılı Ocak-Kasım döneminde istihdamın korunması amacıyla 53 milyar lira kaynak kullandık. Kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi olanların teşviki programında 24 ila 54 ay arasında sosyal güvenlik desteği sunuyoruz.
Bu teşvik programının 2026 yılı sonuna kadar uzatılacağına dair müjdeyi de bugün burada paylaşmak istiyorum. Hayırlı uğurlu olsun. İş dünyamızın finansman yükünü hafifletmek amacıyla farklı programları devreye aldık. Merkez Bankamız günlük reeskont limitini 300 milyon liradan 15 kat artışla 4 buçuk milyar liraya çıkardı. Reeskont kredilerinde ihracatçımıza yüzde 24,9 oranıyla enflasyonun oldukça altında bir maliyet sunuyoruz. Yatırım taahhütlü avans kredisiyle stratejik alanlarda yatırım yapan girişimcilerimizin finansman maliyetini yüzde 14 ila 28 bandına kadar indiriyoruz. Bu krediler için Merkez Bankamız 500 milyar liralık kaynak ayırdı."
"TERÖR MESELESİNİ GERİDE BIRAKACAĞIZ"
"İş dünyamızın desteğini beklediğimiz meselelerden bir diğeri, terörsüz Türkiye sürecimizdir. Sizler 40 yıldır ülkenin ayağına pranga olan terör sorununun çözümünün ülkemiz açısından ne manaya geldiğini en iyi bilenlerdensiniz. Türkiye'nin bu yükten kurtulduğunda hangi ölçekte bir potansiyelin çarpan etkisiyle devreye gireceğini hepimiz tahmin edebiliyoruz. Sadece ekonomimize maliyeti 2 trilyon doları bulan terör meselesini artık sonsuza kadar geride bırakmak istiyoruz.
Bunu da olabilecek en geniş toplumsal ve siyasal mutabakatla, milletimizin değerleriyle örtüşen bir zeminde yapmanın hassasiyeti içindeyiz. Gayemiz belli: Artık kan akmasın, ocaklara ateş düşmesin, yürekler dağlanmasın. Türkiye bu sorunu gündeminden tamamen çıkarsın. Terörden beslenen odakların tahrip edici, tahrik edici söylemlerine rağmen iktidar ve ittifak olarak ilk günden itibaren hem samimiyetimizin hem de kararlılığımızın en yüksek düzeyde olduğunu gösterdik. Yeter ki bu sorun çözülsün diye, yine ittifak olarak elimizle birlikte tüm gövdemizi taşın altına koyduk."
"KOMİSYON RAPORUNUN ORTAK BİR PERSPEKTİF ÇİZMESİNİ TEMENNİ EDİYORUM"
"Sürece muhalefet partilerinin de dahil olması için daima yapıcı davrandık, uzlaşmacı bir tavırla ve hüsnüniyetle hareket ettik. Meclisimizde kurulan komisyon, kritik eşiklerde su koyuverenler olsa da gerek şeffaflık gerekse siyaset ve ilgili tüm tarafların katkısının alınması noktasında çok önemli bir misyon üstlendi. Milletimizin sürece dair umutlarını güçlendiren komisyonun aynı özgüvenli yaklaşımı son ana kadar devam ettireceğine inanıyorum. Komisyon raporunun, sürecin önünü açacak öneri ve değerlendirmeleriyle müteakip adımlar için ortak bir perspektif çizmesini temenni ediyorum.
Bunun yolu da sağduyuyla, samimiyetle hareket ederek bu tarihi süreci, başta günlük siyasetin geçici tartışmaları olmak üzere küçük hesaplara kurban etmemekten geçiyor. Biz ilk günden beri bu hassasiyetimizi koruyoruz ve koruyacağız. "Yarımı yeme, bütünü bölme" anlayışıyla hiçbir yere varılmaz. Terörsüz Türkiye menziline ancak özgüvenle ve cesaretle ulaşabiliriz. Başarısız olmamızı bekleyenleri ancak bu şekilde hüsrana uğratabiliriz. Türkiye'yi yarım asırlık bu sıkıntısından ancak bu şekilde kurtarabiliriz."
Kaynak: Haber Merkezi