Hindistan- Pakistan gerilimi küresel krizi tetikleyebilir: Türkiye için gıda ve enerji alarmı

Yayınlama: 08.05.2025
A+
A-

Hindistan ile Pakistan arasında uzun süredir devam eden Keşmir gerilimi, son günlerde yaşanan terör saldırısı ve ardından gelen askeri hamlelerle yeniden alevlendi.

Hindistan’ın, Pakistan’a yönelik İndus Nehri Anlaşması’nı askıya alması ve “güvenlik tehdidi” gerekçesiyle başlattığı füze saldırıları, bölgede ciddi bir çatışma riskini beraberinde getirdi. Gerilim hızla tırmanırken, yüzlerce can kaybı ve binlerce yaralıya neden olan saldırılar dünya genelinde endişe yaratıyor.

TÜRKİYE’NİN COĞRAFİ KONUMU STRATEJİK RİSKLERİ ARTIRIYOR

Hindistan-Pakistan hattında yaşanabilecek olası bir savaş, özellikle nükleer çatışma riski taşıması nedeniyle sadece Güney Asya’yı değil, tüm dünyayı etkileme potansiyeline sahip. Türkiye ise coğrafi konumu itibarıyla doğrudan etkilenebilecek ülkeler arasında yer alıyor.

NÜKLEER KIŞ ETKİSİ

Uzmanlara göre, bu tür bir kriz ortamı küresel iklim dengesini bozabilir. Özellikle nükleer saldırıların neden olabileceği “nükleer kış” etkisi, Türkiye dahil birçok bölgede sıcaklıkların düşmesine ve yağışların azalmasına neden olabilir. Bu durum, halihazırda iklim değişikliği ile mücadele eden Türkiye’nin tarım sektörünü ağır bir darbe altına sokabilir.

TARIMDA VERİMLİLİK KAYBI VE GIDA GÜVENLİĞİ TEHDİDİ

Azalan yağışlar ve düşen sıcaklıklar, Türkiye’nin tarımsal üretiminde ciddi verim kayıplarına yol açabilir. Özellikle tahıl, sebze ve meyve üretiminde yaşanacak düşüş, iç piyasada gıda fiyatlarının hızla yükselmesine neden olabilir. Türkiye gibi tarımsal üretime dayalı bir ülkede bu gelişmeler, gıda güvenliğini doğrudan tehdit eden unsurlar olarak değerlendiriliyor.

Buna ek olarak, küresel tedarik zincirlerinde yaşanabilecek kesintiler, ithalata bağımlı gıda ürünlerinin temininde de sorunlar yaratabilir. Bu da tüketici fiyatlarını ve enflasyon baskısını artıracak bir başka önemli risk olarak görülüyor.

ENERJİ VE SAĞLIK SEKTÖRÜNE YANSIMALAR

Hindistan ve Pakistan arasında çıkabilecek büyük çaplı bir savaş, enerji arzını da doğrudan etkileyecek. Özellikle petrol ve doğalgazın geçtiği rotalar üzerindeki risklerin artması, enerji fiyatlarında dalgalanmaya yol açabilir. Bu durum, Türkiye’nin enerji ithalat maliyetlerini yükseltebilir, cari açığı artırabilir ve sanayi üretiminde maliyet baskısı oluşturabilir.

KRİZ YALNIZCA BÖLGESEL DEĞİL, KÜRESEL

Hindistan-Pakistan hattındaki gerilimin sıcak çatışmaya dönüşmesi, Türkiye’yi yalnızca diplomatik ya da stratejik olarak değil, iklim, ekonomi, enerji ve halk sağlığı gibi çok boyutlu alanlarda etkileme potansiyeline sahip. Uzmanlar, bu nedenle Türkiye’nin hem bölgesel barış çağrılarını güçlendirmesi hem de iç politikada gıda, enerji ve sağlık güvenliği konularında hazırlıklı olması gerektiği uyarısında bulunuyor.

Haber Merkezi: Melisa Altuntaş

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.