Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, sosyal medyada yayılan yanlış bilgi ve manipülasyonlara ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Duran, 2022 yılından bu yana yalnızca Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nde 2 bin 500’e yakın dezenformasyon ve algı operasyonunun tespit edildiğini açıkladı.
“TÜRKİYE, DEZENFORMASYONA EN FAZLA MARUZ KALAN ÜLKELERDEN BİRİ”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen “Hukuk ve Teknolojide Yeni Ufuklar Uluslararası Sempozyumu”na katıldı.
İletişim Başkanı Duran, dijitalleşme ile birlikte yanıltıcı bilgi, dezenformasyon ve algı operasyonlarının arttığını vurgulayarak şunları söyledi:
“2022 yılından bu yana sadece bizim merkezimizde 2 bin 500’e yakın dezenformasyon ve algı operasyonunu tespit ettik ve ifşa ettik. Bu durum, Türkiye’nin dezenformasyona en fazla maruz kalan ülkelerden biri olduğunu gösteriyor.”
“EKRANLA MUHATAPLIK, İNSANLA MUHATAPLIĞI AŞTI”
Dijitalleşmenin toplumsal yaşamda köklü dönüşümler yarattığını belirten Duran, insanların artık ekrana daha fazla vakit ayırdığını ifade etti:
“Ekranla muhataplığın insanla muhataplığı aştığı bir döneme girdik. Dünya genelinde 5,5 milyardan fazla insan internet kullanıyor. Türkiye’de bu oran yüzde 90’ın üzerinde. Sosyal medya artık gündelik hayatın en yoğun kullanılan alanlarından biri haline geldi.”
“DEĞİŞİME UYUM SAĞLAMAK KADAR, ONU YÖNETMEK DE GEREK”
İletişim biçimlerinin hızla değiştiğine dikkat çeken Duran, sosyal medya ve yapay zekanın etkilerinin kontrol edilmeden yönlendirilmesine izin verilmemesi gerektiğini belirtti:
“Bir selin bizi alıp savurduğu gibi sosyal medya akışının bizi şekillendirmesine izin veremeyiz. Bu değişime adapte olmalı ama aynı zamanda onu yönetebilmeliyiz. Deep fake teknolojileri, algoritmik tahakkümler ve veri ihlalleri, yeni bir algı düzeni yaratıyor. Bu süreçleri analiz ederek doğru politikalar geliştirmek zorundayız.”
“YANKI ODALARI KUTUPLAŞMAYI DERİNLEŞTİRİYOR”
Duran, sosyal medya platformlarının kullanıcıları belirli düşünce kalıplarına hapsettiğini belirterek “yankı odaları” tehlikesine dikkat çekti:
“Filtre balonları ve yankı odaları, bireylerin sadece duymak istedikleri sesleri duymasına yol açıyor. Bu durum toplumsal kutuplaşmayı artırıyor. Ne yazık ki bu eğilim, siyaseti de olumsuz etkiliyor ve sosyal medyayı fayda yerine öfke üreten bir alan haline getiriyor.”
“GAZZE SALDIRILARINDA SOSYAL MEDYA BİR SAVAŞ ARACI OLARAK KULLANILDI”
İletişim Başkanı Duran, dezenformasyonun en çarpıcı örneklerinden birinin İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında yaşandığını belirterek, “Netanyahu ve katliam şebekesi sadece savaş teknolojisini değil, sosyal medyayı da manipülasyon aracı olarak kullandı. Sosyal medya bu süreçte bir savaş aracına dönüştü. Bu nedenle kendi yerli ve milli platformlarımızı oluşturmak büyük önem taşıyor.” dedi.
“YERLİ VE GÜVENİLİR PLATFORM: NEXT SOSYAL”
Duran, Türkiye’nin dijital bağımsızlığını güçlendirmek amacıyla yerli platformlara yatırım yaptığını hatırlattı:
“Kısa sürede 1 milyonu aşan NEXT Sosyal platformu, kendi değerlerimizle şekillenen bağımsız bir mecra oldu. TRT’nin hayata geçirdiği ‘Tabii’ platformu da aynı şekilde aile odaklı içerikleriyle önemli bir boşluğu doldurdu.”
“HUKUKİ DÜZENLEMELER GÜVENLİ DİJİTAL GELECEĞİN TEMİNATIDIR”
Duran, dijital alanın sürekli değiştiğini ve hukuki düzenlemelerin bu dönüşümün güvenli şekilde yönetilmesinde kilit rol oynadığını vurguladı:
“Dijital alan her gün yeni teknolojilerin eklendiği bir yapı. Bu yüzden yasal düzenlemeler hem zorunlu hem dinamik olmak zorunda. Hukuki düzenlemeler, inovasyonun güvenlikle dengelenmesi, sosyal ağ sağlayıcılarının sorumluluklarının artırılması ve kullanıcı haklarının güçlendirilmesi için en önemli teminattır.”
“HEDEF: GÜVENLİ VE ADİL BİR İLETİŞİM EKOSİSTEMİ”
Burhanettin Duran, Türkiye’nin güvenli, etik ve adil bir dijital iletişim ortamı için çalışmaya devam edeceğini belirterek, “Dijitalleşmenin sunduğu fırsatları değerlendirirken, insan onurunu ve toplumsal güvenliği korumak temel önceliğimizdir. Teknolojiye insan merkezli yaklaşım, Türkiye’nin iletişim vizyonunun da özünü oluşturmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
