Kadına yönelik şiddetin uzun vadeli ruhsal etkilerine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Çevik, şiddetin kadınlarda “sessiz ilerleyen bir travma hastalığı” oluşturduğunu belirtti. Dr. Çevik, beyin ve sinir sisteminin travmayı bir tehdit olarak kaydettiğini ve bu kaydın yıllarca kapanmayabileceğini söyledi.
"ŞİDDET BEYİNDE KALICI İZLER BIRAKIYOR"
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında açıklama yapan Dr. Çevik, şiddetin yalnızca fiziksel yaralanmalardan ibaret olmadığını vurguladı. Kadına yönelik şiddetin sinir sistemi, beyin ve psikolojik yapı üzerinde uzun vadeli izler bıraktığını belirten Çevik, bu durumun kadınların yaşam kalitesini derinden etkilediğini ifade etti.
"DEPRESYON, PANİK ATAK VE UYKU BOZUKLUKLARI ORTAYA ÇIKABİLİR"
Şiddetin “travmayı kronik bir hastalığa dönüştürdüğünü” söyleyen Dr. Çevik, şu ifadeleri kullandı:
“Şiddete maruz kalan kadınlar o anı atlatmaya odaklanıyor ancak beyin travmayı bir tehdit olarak kaydediyor ve bu kayıt yıllarca silinmiyor. Bu kayıt; depresyon, panik bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, uyku problemleri ve özgüven kaybı gibi birçok ruhsal tabloya neden olabiliyor.”
"DUYGUSAL ŞİDDET DE EN AZ FİZİKSEL ŞİDDET KADAR YIKICI"
Duygusal şiddetin çoğu zaman görünmez olduğuna dikkat çeken Dr. Çevik, araştırmaların sürekli fiziksel veya psikolojik şiddete maruz kalan kadınlarda beynin stres merkezinin aşırı aktif hale geldiğini gösterdiğini belirtti. Bu durumun kişinin günlük işlevselliğini ciddi şekilde bozduğunu aktaran Çevik, “Duygusal şiddet, çoğu zaman fark edilmese de en az fiziksel şiddet kadar yıkıcıdır” dedi.
"DESTEK ALMAK ZAYIFLIK DEĞİL, İYİLEŞMENİN İLK ADIMI"
Toplumun şiddet döngüsünü normalleştirmemesi gerektiğini söyleyen Çevik, şiddet yaşayan kadınların güvenli bir alana ve yargılamadan dinlenmeye ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Dr. Çevik, “Destek almak bir zayıflık değil; tam aksine iyileşme sürecinin ilk ve en önemli adımıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: İHA