Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, dilin bağımsızlık kadar önemli bir güç olduğunu vurgulayarak 1932 yılında Türk Dil Kurumu’nu (TDK) kurdu.
Aynı yıl Dolmabahçe Sarayı’nda toplanan I. Türk Dili Kurultayı, Türkçenin sadeleşmesi ve yabancı kelimelerden arındırılması yönünde atılan en önemli adımlardan biri oldu. Bu nedenle her yıl 26 Eylül, “Türk Dil Bayramı” olarak kutlanmaya başlandı.
TÜRKÇENİN HALKA İNDİRİLMESİ
Atatürk’ün öncülüğünde başlatılan Dil Devrimi ile Türkçe, halkın anlayabileceği bir dille yeniden şekillendi. Arapça ve Farsça kökenli ağır sözcüklerin yerine öz Türkçe karşılıklar kullanılmaya başlandı. Böylece Türkçenin sadeleşmesi ve geniş kitlelerce benimsenmesi sağlandı.
GEÇMİŞTEN GELECEĞE DİLİN SORUMLULUĞU
Türk Dil Bayramı sadece geçmişte yapılanları anmakla sınırlı değil; aynı zamanda Türkçeyi doğru, bilinçli ve zengin bir şekilde gelecek nesillere aktarma sorumluluğunu da hatırlatıyor. Her 26 Eylül’de kutlanan bu özel gün, Türkçenin zenginliğini ve Atatürk’ün başlattığı dil devriminin önemini yeniden gündeme taşıyor.
TÜRKÇENİN ZENGİNLİĞİNİ HATIRLATAN ÖZEL GÜN
I. Türk Dili Kurultayı’nın yıldönümü olan Türk Dil Bayramı, Türkçenin geçmişten bugüne geçirdiği değişimi ve gelişimi gözler önüne seriyor. Toplumda dil bilincinin artmasına katkı sunan bu özel gün, Türkçeyi kültürel mirasın en değerli unsurlarından biri olarak geleceğe taşımayı hedefliyor.
Haber Merkezi: Melisa Altuntaş