Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye, ‘Gelecek İçin L’Oréal’ sürdürülebilirlik programı kapsamında geliştirmeye devam ettiği 2030 hedeflerini, bilim, teknoloji ve insan odaklı uygulamalarıyla hayata geçirmeyi sürdürüyor. Şirket, 2025 Dünya Çevre Günü’nde sürdürülebilirlik alanındaki son gelişmeleri kamuoyuyla paylaştı.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YAKLAŞIMI ÜÇ ANA BAŞLIKTA BİRLEŞİYOR
L’Oréal Türkiye, sürdürülebilirlik yolculuğunu üç temel başlık altında şekillendiriyor:
“Gücünü teknolojiden alan sürdürülebilirlik,” “gücünü bilimden alan sürdürülebilirlik” ve “gücünü insanlar için kullanan sürdürülebilirlik.”
Bu yaklaşımla daha yaşanabilir bir dünya ve sürdürülebilir güzellik için dönüşümünü sürdürüyor.
SİNEM SANDIKÇI GÖKÇEN: “DAHA YAŞANABİLİR BİR GELECEĞİ BİRLİKTE İNŞA EDİYORUZ”
L’Oréal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, sürdürülebilirliği sadece çevresel bir hedef değil, şirketin iş yapış biçiminin merkezine yerleştirdiklerini belirtti.
IMPACT+ iş birliğiyle karbon ayak izini azaltan dijital kampanyalar gerçekleştirdiklerini, yeniden doldurulabilir ürünlerle atık üretimini azalttıklarını ve sektörel dönüşümün bir parçası olduklarını ifade etti.
TÜM MARKALARDA DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE KARBON AZALTIMI
L’Oréal Türkiye çatısı altındaki tüm markalar, dijital medya kampanyalarında karbon ayak izini azaltmayı hedefliyor.
IMPACT+ iş birliği kapsamında dosya boyutlarının küçültülmesi, cihaz hedeflemeleri gibi stratejilerle karbon salımı azaltılıyor. 2025’e kadar bu etkiyi daha da düşürmek hedefleniyor.
AD NET ZERO TÜRKİYE İLE SEKTÖREL DÖNÜŞÜME KATKI
Şirket, Reklam ve Pazarlama İletişimi Derneği (REPİD) çatısı altındaki Ad Net Zero Türkiye oluşumuna destek veriyor.
Pazarlama sektöründe net sıfır karbon emisyonu hedefiyle, beş ana eylem planı doğrultusunda medya stratejilerinde dönüşüm sağlanıyor.
GELECEĞE IŞIK TUTAN 2030 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK STRATEJİSİ
‘Gelecek için L’Oréal’ programı, 2030 yılına kadar kapsamlı çevresel, toplumsal ve iklimsel hedefleri içeriyor.
Şirket bu hedefleri bilim temelli, ölçülebilir ve şeffaf yaklaşımlarla destekliyor ve gezegenin sınırlarına saygı gösteren bir yol haritası izliyor.
YENİDEN DOLDURULABİLİR ÜRÜNLERLE ATIK MÜCADELESİ
L’Oréal, tüketici alışkanlıklarını değiştirmek üzere yeniden doldurulabilir ürün portföyünü genişletiyor.
2030 yılına kadar;
-
Saf plastik kullanımını %50 azaltmak,
-
Ambalajların %50’sini geri dönüştürülmüş ya da biyobazlı kaynaklardan sağlamak,
-
Ürün bileşenlerinin %75’inden fazlasını doğadan veya geri dönüştürülmüş kaynaklardan üretmek hedefleniyor.
SOSYAL SORUMLULUK: 10 MİLYON KİŞİYE DOKUNMA HEDEFİ
2030 yılına kadar;
-
100 bin dezavantajlı bireyin istihdama erişimi,
-
5 milyon kadının güçlendirilmesi,
-
10 milyon kişiye sosyal fayda sağlanması hedefleniyor.
L’Oréal, bu yaklaşımıyla sürdürülebilirliği insan odaklı ve kapsayıcı bir dönüşüm aracı olarak benimsiyor.
50 BİN TOHUMLA DOĞAYA KOLEKTİF KATKI
2025 Yurttaşlık Günü Etkinlikleri kapsamında, Ecording ve Sosyal İklim Derneği ile iş birliği yapılarak Muğla’da 6 bin metrekarelik alana 50 bin tohum topu bırakılacak.
L’Oréal çalışanlarının da gönüllü olarak katılacağı bu proje, toplumla birlikte doğaya katkı sağlamayı amaçlıyor.
YEŞİL BİLİMLE DÖNÜŞEN GÜZELLİK
L’Oréal, “Yeşil Bilim (Green Science)” stratejisiyle ürünlerinin %65’ini bitki temelli ya da mineral içerikli hale getirdi.
1 milyar euro yatırımla desteklenen bu strateji, yüksek performanslı ve doğaya saygılı bileşenleri düşük enerji ve atık prensipleriyle geliştiriyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE ETİK TEDARİK ZİNCİRİ
Su kaynaklarının korunması, toprak sağlığı, biyoçeşitlilik ve etik üretim esaslarına dayanan tedarik zinciri;
La Roche-Posay’in “Cicaplast Baume B5” ürünüyle somut hale getiriliyor. Bu ürün, sürdürülebilir tarım yöntemleriyle geliştirilen içerikler içeriyor.
YEŞİL EKSTRAKSİYON TEKNOLOJİSİYLE YÜKSEK VERİMLİLİK
Şirketin kullandığı yeşil ekstraksiyon teknolojisi, doğal kaynakların kimyasal dönüşüme uğramadan işlenmesini sağlıyor.
Lancôme’un “Absolue Serum” ürünü, bu çevre dostu teknolojiyle geliştirilen ürünlerden biri olarak öne çıkıyor.