Milli İstihbarat Akademisi (MİA), “Küresel Belirsizlik Çağında ABD Gümrük Tarifeleri: Türkiye için Stratejik Fırsatlar ve Riskler” başlıklı raporunu yayımladı. Raporda, ABD’de Donald J. Trump’ın ikinci kez başkan seçilmesiyle korumacı ticaret politikalarının daha da sertleştiği vurgulandı. 2016’dan bu yana uygulanan gümrük tarifelerinin 2024 sonrası dönemde küresel ticarette öngörülebilirliği azalttığına dikkat çekildi.
KÜRESEL EKONOMİDE YENİ RESESYON ENDİŞESİ
Raporda, IMF’nin büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmesine rağmen risklerin sürdüğü belirtilerek, ABD’nin tarifelerinin büyüme, istihdam ve enflasyon üzerinde olumsuz etkiler yarattığı kaydedildi. FED’in faiz kararlarında bu baskıların rol oynadığı vurgulanan değerlendirmede, bölgesel çatışma ihtimali ve ticari belirsizliklerin resesyon endişelerini canlı tuttuğu ifade edildi.
ABD EKONOMİSİNDE BELİRSİZLİK VE KURUMSAL GERGİNLİK
MİA raporuna göre gümrük tarifeleri ABD’ye kısa vadede gelir sağlasa da uzun vadede büyümeyi ve iş gücü piyasasını olumsuz etkiliyor. FED’in kararlarında yaşanan sıkışıklık ve Trump ile kurumlar arasındaki gerilimin belirsizliği artırdığı belirtiliyor. Enflasyonun yükselmesi, gelir dağılımının bozulması ve düşük gelirli kesimlerin ağır vergi yüküyle karşı karşıya kalmasının altı çiziliyor.
ÇİN’İN STRATEJİK MİSİLLEME POLİTİKASI
Raporda, Çin’in ihracattaki güçlü konumunu korumak için tarifelere karşı misillemeler geliştirdiği ve nadir toprak elementlerindeki tekelinin ekonomik-diplomatik avantaj sağladığına dikkat çekildi. Çin’in ticareti politik bir silah olarak kullanmaya başladığı ve küresel ticaret dengelerinin yeniden şekillendiği vurgulandı.
AVRUPA BİRLİĞİ’NİN KAYIP RİSKİ
MİA’nın değerlendirmesinde, Avrupa Birliği’nin ABD ile yaptığı anlaşmaların uzun vadede risk taşıdığı ve 2028’e kadar planlanan büyük enerji ve yatırım taahhütlerinin AB ekonomisinin geleceğini belirsiz hale getirdiği ifade edildi. AB’nin tarifeler karşısında pazarlık gücünü kaybetmesi Avrupa’yı daha bağımlı bir konuma sürükleyebilir.
TÜRKİYE’NİN TARİFELER KARŞISINDA POZİTİF AYRIŞMASI
Rapora göre Türkiye, ABD’nin uyguladığı tarifelerde yüzde 15 oranla pozitif ayrışıyor. Bu avantajın savunma sanayii, otomotiv, kimya ve tekstil sektörleri için fırsatlar yaratabileceği kaydedildi. Türkiye’nin stratejik lokasyonu ve maliyet avantajının, ABD ile ticarette ek mali yükümlülüklerin kaldırılmasıyla daha da önem kazanacağı belirtildi.
STRATEJİK SEKTÖRLERDE TÜRKİYE’NİN AVANTAJLARI
Raporda yarı iletken, savunma teknolojileri, otomotiv ve konfeksiyon sektörlerinin öne çıkabileceği vurgulandı. Özellikle kimya ve tekstil sektörlerindeki ihracat kapasitesine dikkat çekilerek, nitelikli iş gücü ve lojistik avantajlarının Türkiye’nin uzun vadeli ticari gücünü artıracağı belirtildi.
EKONOMİK KAZANÇLARI KALICI HALE GETİRME İHTİYACI
MİA’ya göre, tarifelerden doğan fırsatların kalıcı olması için makroekonomik istikrar şart. Düşük enflasyon, sürdürülebilir faiz politikaları ve ihracat kredilerinin önemi vurgulandı. Para ve maliye politikalarının uyumlu yürütülmesinin belirleyici olacağı ifade edildi.
ABD TARİFELERİ KÜRESEL TİCARET KURALLARINI YENİDEN ŞEKİLLENDİRİYOR
Raporda, ABD’nin yeni tarifelerinin Dünya Ticaret Örgütü kurallarını adeta yeniden yazdığı, bu durumun küresel belirsizlikleri artırdığı kaydedildi. Orta ve büyük ölçekli ekonomilerin stratejik pozisyonlarını yeniden değerlendirmek zorunda kaldığı, Türkiye açısından ise bu değişimin dünya milli gelirinden daha fazla pay alma fırsatı doğurduğu belirtildi.
Kaynak:İHA