Uygulamamızı ziyaret ederek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
İstanbul’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından uzmanlar arasında başlayan tartışmalara, Prof. Dr. Naci Görür katıldığı canlı yayında açıklık getirdi. Habertürk TV’ye konuşan Görür, Marmara Denizi’nde beklenen büyük depremle ilgili önemli uyarılarda bulundu.
Prof. Dr. Görür, Marmara Denizi’nde büyük bir depremin günün birinde kesin olarak meydana geleceğini vurguladı. Son yaşanan depremin, bölgedeki gerilimi artırdığını ve büyük depremin olasılığını öne çektiğini ifade etti. Görür, “Bu gerilim değişiklikleri, kırılmamış fay segmentlerinin daha hızlı kırılmasına yol açabilir” dedi.
Deprem bilimi hakkında yapılan tartışmalara değinen Görür, bilimsel görüşün sadece kişisel kanaatlere değil, kapsamlı araştırmalara ve uluslararası platformlarda yayımlanmış çalışmalara dayanması gerektiğini söyledi. “’Ben böyle düşünüyorum’ demekle bilimsel görüş oluşmaz” ifadelerini kullandı.
1999 depreminden sonra Marmara Denizi’nde yapılan ayrıntılı araştırmalardan bahseden Görür, deniz tabanının haritalandığını ve üç ana fay segmentinin belirlendiğini anlattı. Adalar Fayı, Kumburgaz Fayı ve Tekirdağ Fayı olarak adlandırılan bu segmentlerin özelliklerini açıklayan Görür, özellikle Kumburgaz Fayı’nın kırılması halinde 7.2 büyüklüğünde bir deprem üretmesinin beklendiğini belirtti.
Görür, İstanbul’da beklenen büyük depremin ciddi hasar ve can kaybına yol açabileceğini ifade ederek, “İstanbul’daki üretim durursa, Türkiye ekonomisi ciddi şekilde etkilenir” dedi. Bu riski azaltmak için kentin “deprem dirençli” hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Görür, bunun için yönetimden altyapıya, yapı stokundan ekonomiye kadar altı bileşenin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye genelinde depreme hazırlık için bir Afet Bakanlığı kurulması önerisinde bulunan Görür, “Türkiye’nin bütün kentlerini 20-25 yıl içinde deprem dirençli hale getirmek mümkündür” dedi. Önceliğin yol, köprü gibi projelerden ziyade insan hayatını koruyacak çalışmalara verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Görür, Japonya örneğini vererek, depreme hazırlığın masa başında değil, sahada, sürekli bir çalışmayla mümkün olabileceğini belirtti. “Başlangıçta çok büyük kaynaklara gerek yok, önemli olan kararlılıkla harekete geçmek” diye konuştu.
