Smart Güneş Teknolojileri’nden Yerli Üretim Hamlesi (Özel Haber)

Yayınlama: 27.01.2025
Düzenleme: 27.01.2025 17:04
A+
A-

İzmir Aliağa’da gerçekleşen Smart Güneş Teknolojileri’nin Fabrika açılış gününde Satış Direktörü Sayın Osman Şahin ile röportaj yapma fırsatı yakaladık. Röportajımızın sonunda ise  Smart Alternatif Enerji Genel Müdürü Sayın Fatih Yazıtaş’tan “toplayıcılık lisans” hakkında bilgiler aldık.

 

SATIŞ DİREKTÖRÜ OSMAN ŞAHİN RÖPORTAJ

 

– Yerli üretim hücreler ile ithal hücreler arasında verimlilik ve maaliyet açısından nasıl farklılıklar bulunuyor?

Şöyle ifade edeyim, maliyet açısından değerlendirdiğimizde farklı boyutlar mevcut. Türkiye’de üretilen hücrelerle yurtdışında, özellikle Çin’de üretilenler arasında belirgin farklar var. Çin, bu alanda ana üretim merkezi konumunda. Oradaki fabrikalar genellikle 3-5 gigawatt gibi devasa kapasitelerde üretim yaparken, bizim burada 800 megawatt’lık bir kurulu kapasitemiz bulunuyor. Bu durum, ölçek ekonomisi nedeniyle üretim maliyetlerini etkiliyor. Ancak kalite açısından baktığımızda, herhangi bir fark olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Kalite kontrol süreçlerimiz titiz bir şekilde ilerliyor. Her adımda kalite kontrol ekiplerimiz süreci dikkatle takip ediyor. Bu sayede kalite bilincimizi ortaya koyuyoruz. Ürünlerimizin etiket değerleri neyse, müşteriye tam olarak o şekilde teslim ediyoruz.

Hücre konusuna tekrar dönecek olursak, yurtdışı üretimle aramızda maliyet farkları oluşuyor. Ancak kalite açısından belki de daha iyi işler çıkarabildiğimizi söyleyebiliriz.

 

– Yerli üretim sürecinde Ar-Ge çalışmalarınız nasıl şekilleniyor ve hangi yenilikçi teknolojilere yatırım yapıyorsunuz?

Ar-Ge oldukça geniş bir kavram ve bizde bu alanda farklı konularda çalışmalar yürütüyoruz. Örneğin, hem hücre hem de panel geliştirme üzerine yoğunlaşıyoruz. Bunun yanı sıra, Ar-Ge ekibimiz şu anda batarya sistemleri üzerinde de çalışmalar yapıyor.

Ar-Ge çalışmalarımızda ilk olarak hücre geliştirme ile başladık. Şimdi ise yeni yatırım teşvik yönetmeliğine uygun olarak farklı bir alana yöneliyoruz. Yerli üretim gereksinimleri doğrultusunda, dilimleme işlemleri de dahil olmak üzere, yerli üretim süreçlerini geliştirmeye odaklanıyoruz.

Bu süreçte Ar-Ge ekibimizin lideri, Çin’e birkaç kez ziyaret gerçekleştirdi. Hangi makinelerin daha verimli olduğunu ve üretim süreçlerimize en uygun ekipmanların hangileri olacağını yerinde inceleyerek karar veriyoruz.

– Türkiye dışında ihracat hedefleriniz var mı, yerli üretim hücrelerle global pazarda nasıl bir strateji izlemeyi planlıyorsunuz?

Hâlihazırda yurt dışına panel bazında ihracatımız bulunuyor. Özellikle Balkanlar bölgesine yoğunlaşmış durumdayız. Bulgaristan’da yerleşik bir firmamız olduğu için bu bölgede düzenli ve yoğun bir ihracat gerçekleştirebiliyoruz. Bunun yanı sıra Çin’de fason üretim yaptırdığımız bir fabrikamız da mevcut. Bu fabrikadan transit ticaret yöntemiyle ihracat yapıyoruz. Ürünler Türkiye’den çıkmıyor olsa da, bu süreçte Türkiye’ye döviz kazandırma amacımızı sürdürüyoruz.

Ayrıca dolaylı ihracat faaliyetlerimiz de var. Hücre konusuna gelecek olursak, özellikle Amerika pazarında önemli bir durum söz konusu. Biz, hücreyi Türkiye’de üreterek panellerimizi de Türkiye’de “Made in Turkey” etiketiyle üretebiliyoruz. Bu, Amerikan yönetmeliklerine uyum sağlamak açısından büyük bir avantaj. Dolayısıyla hem hücre hem de panel ihracatı yapma kapasitesine sahibiz. Bu durum, uluslararası pazarlarda rekabet gücümüzü artırıyor ve ihracat olanaklarımızı çeşitlendiriyor.

-Türkiye’de güneş paneli hücre üretimi yapan ikinci firma olmanız rekabet açısından nasıl bir fırsat ve zorluk yaratıyor?

Rekabetin her zaman kaliteyi artırdığını biliyoruz. Bu nedenle, ne kadar fazla rakibiniz ve sizi destekleyen kişi olursa, bu durum pazara kalite getirir. Ancak burada önemli olan, kaliteye önem veren rakiplerin varlığıdır. Tek bir firmanın hakim olduğu bir piyasa, tekel oluşturur ve bu da kaliteyi düşürebilir.

Bunu geçmişteki örneklerle açıklayabiliriz. Türkiye’de bir zamanlar üretilen otomobil sayısı çok sınırlıydı. Seçenek az olduğu için, yan donanımları bile eksik olan araçları almak zorunda kalıyorduk. Alternatif olmadığı için mecburen bu ürünlere yöneliyorduk. Ancak seçenekler arttıkça, tüketiciler artık sadece fiyata değil, kaliteye de odaklanmaya başladı.

Bu bağlamda, yeni rakiplerden çekinmiyoruz. Aksine, sektöre katkı sağlayan, kaliteli üretim yapan şirketlerin varlığını olumlu bir gelişme olarak görüyoruz.

-Peki önümüzdeki dönemde yerli üretim kapasitenizi artırmayı ve ürün gamınızı genişletmeyi planlıyor musunuz?

Doğru, şu anda planlama aşamasındayız. Mevcut durumda, pil teknolojisi olarak adlandırdığımız teknolojiyle hücre üretimi gerçekleştiriyoruz. Ancak önümüzdeki süreçte pazarın yönelimi doğrultusunda, “TopCON” olarak bilinen hücre teknolojisine geçiş yapmayı hedefliyoruz. Bu geçiş süreci karmaşık olmayacak; düşük bir yatırımla mevcut sistemimizi bu teknolojiye uyarlayabileceğiz.

Ayrıca panel üretiminde de yenilikçi ürünler geliştirme planlarımız var. Şu anda kullandığımız teknolojilerle 550 watt kapasiteli paneller üretiyoruz, ancak “TopCON” teknolojisiyle 585 ve 590 watt kapasiteli paneller üretmeyi amaçlıyoruz. Bunun yanı sıra, pazarın ihtiyaçlarına göre altyapımızı hazırlıyoruz. Bu sayede “TopCON” teknolojisiyle daha büyük boyutlarda ve daha yüksek güçte paneller üretme imkanına sahip olacağız.

Bunlara ek olarak, heterojen hücreli paneller üzerinde de çalışmalarımız bulunuyor. Ayrıca konut sektörüne yönelik daha küçük boyutlu ve standart santrallerde kullanılan panellerden daha düşük güçteki panellerin üretimini de planlıyoruz. Bu ürünler için belirli bir zaman çizelgesi oluşturduk ve bu çizelgeye göre üretim sürecini devreye almayı planlıyoruz.

 

GENEL MÜDÜR FATİH YAZITAŞ’IN VERDİĞİ BİLGİLER DOĞRULTUSUNDA:

  • Elektrik piyasasında Toplayıcılık Lisansı Dönemi başladı.
  • Resmi Gazetede Elektrik Piyasasında Toplayıcılık Faaliyeti Yönetmeliği yayınlandı.
  • Toplayıcılar, elektrik piyasasında birden fazla şebeke kullanıcısının üretim ve/veya tüketim faaliyetlerini birleştirerek yönetebilecek ve yan hizmetler, dengeleme güç piyasası gibi alanlarda ticari faaliyet yürütebilecek.
  • Toplayıcı portföyü için üst sınır 2000 MW, lisanssız üretim tesisleri için ise bu sınırın 500 MW’ı aşmaması gerekiyor.
  • Tüketim tesisleri ve elektrik depolama tesisleri için herhangi bir güç limiti bulunmuyor.
  • Toplayıcılar, enerji piyasasında yeni bir iş modeli oluşturacaklar.
  • Bu model ile üretim ve tüketim optimizasyonu ve ticaret süreçleri bir araya geliyor.
  • Yeni teknolojiler ve yazılım çözümleriyle enerji ticaretine yönelik dijital ürünler geliştirme fırsatları artacak.

Özel Haber: Dilan TAN

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.