Jeoloji Mühendisi Mehmet Kuruçay, Türkiye’nin jeolojik yapısı gereği sürekli bir deprem riski taşıdığını belirterek, “Depremler önceden tahmin edilemez. Ancak meydana gelen depremlerden sonra analiz yapabiliyoruz. Önemli olan, bu depremler olduktan sonra ne olduğuna bakmak ve hangi tedbirleri almamız gerektiğini düşünmektir” dedi.
“TÜRKİYE ÜÇ KITANIN ARASINDA SIKIŞAN BİR ÜLKE”
Son yıllarda Türkiye’nin birçok noktasında yaşanan depremleri bilimsel açıdan inceleyen Kuruçay, ülkenin jeolojik olarak dünyanın en aktif kuşaklarından birinde bulunduğunu vurguladı. “Önce dünya haritasında Türkiye'nin konumunu, Türkiye’de de Maraş’ın konumunu bilimsel olarak değerlendirmek lazım” diyen Kuruçay, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye öyle bir yerde ki; üç kıtanın arasında sıkıştırma, çarpışma ve her türlü jeolojik hareketlerin meydana geldiği bir ülke. Dolayısıyla burada çok sayıda faylanmalar ve tektonik hareketler mevcut. Nerede ne olacağını kestirmek mümkün değil.”
“6 ŞUBAT DEPREMLERİ BİLİM İNSANLARININ EZBERİNİ BOZDU”
Kuruçay, 6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin, bilim dünyasında büyük bir şaşkınlık yarattığını söyledi.
“Bu depremlerin oluşabilmesi için çok büyük bir enerjinin birikmesi gerekiyordu. Gece 4.17’de meydana gelen depremden 9 saat sonra Çardak fayını da tetikledi. Ardından Saimbeyli ve çevresindeki küçük faylarda artçılar oluştu. Bu da enerjinin çevre faylara yayılmasıyla açıklanabilir.”
“TÜM FAYLAR BİRBİRİYLE BAĞLANTILI”
Türkiye’deki fay hatlarının birbirinden bağımsız değerlendirilemeyeceğini vurgulayan Kuruçay, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Tüm faylar birbirine bağlı. Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu ve Ege graben sistemi dediğimiz fay zonlarının tamamı birbiriyle ilişkilidir. Türkiye, Asya, Avrupa ve Afrika arasında sıkışma rejimine maruz kalmış durumda. Bu nedenle meydana gelen her kırık, diğer bölgelerdeki enerjiyi de etkiler.”
Depremlerin tahmin edilemez olduğunu hatırlatan Kuruçay, “Mesele tahmin etmek değil, deprem sonrası analizlerle doğru önlemleri almak. Asıl önemli olan, bu analizlerden çıkarım yaparak yapı güvenliğini artırmak ve afet bilincini güçlendirmektir” ifadelerini kullandı.
Kaynak:İHA