Ülkemizde kısaca Afet Kanunu diye bilinen 7269 Sayılı Kanun kapsamında yapılan hasar tespitleri bugüne kadar herhangi bir “Miktarsal Ölçüme” dayanmadan “gözlemsel” olarak yapılmakta, formlar daha çok basit idari bilgileri içermekte, teknik bilgiler yetersiz girilmekte, doğrudan gözlemsel değerlendirme yapılarak sonuca gidilmekte idi.
Bu eksikliği gidermek için ilk defa 1992 yılında Mülga Afet işleri Genel Müdürlüğü ve OTDÜ iş birliği ile yürütülen bir proje kapsamında “Mühendislik Hizmeti Görmüş Betonarme Binalar İçin Hasar Tespit Formu” hazırlanmıştı. Bu form, eleman bazındaki kapasite kaybından yola çıkılarak bina bazında ağırlıklı hasar yüzdesi hesabına dayalı bir değerlendirme sonucu hasar tespitini öngören ilk formdu. Ancak özellikle böyle bir ağırlıklı hasar yüzdesi hesabının zaman alması ve tespitlerde istenen süratin sağlanamaması nedeniyle bir türlü kullanılamamıştı.
Coğrafi Bilgi Sistemi, tablet bilgisayarlar, cep telefonları vb. akıllı teknolojideki gelişmelerle birlikte bu eksikliğin giderilebileceği, ağırlıklı hasar yüzdesi hesabına bağlı bir değerlendirmenin mümkün olabileceği, ancak gerek idari gerekse teknik hasar tespitiyle ilgili tüm usul ve esasları ortaya koyan bir yönetmeliğe ihtiyaç olduğu belirtiliyordu.
İşte beklenen bu yönetmelik, “Afetler Sonrası Bina Hasar Tespiti Yapılmasına İlişkin Genel Kurallar Hakkında Yönetmelik”, adıyla 6 ay sonra yürürlüğe girmek üzere 22 Haziran 2025 gün ve 32934 sayılı Resmî Gazetede nihayet yayımlandı. Ancak, 17 Aralık 2025 Tarihli ve 33110 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan “Afetler Sonrası Bina Hasar Tespiti Yapılmasına İlişkin Genel Kurallar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile söz konusu yönetmeliğin yürürlüğe giriş tarihi bir yıl ertelenerek 22 Aralık 2026 olarak değiştirildi.
İçişleri Bakanlığı (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) tarafından hazırlanarak yayımlanan yeni Hasar Tespit Yönetmeliği 12 Aralık 2025 tarihinde İnşaat Mühendisleri Odasında düzenlenen çalıştayda aralarında benim de bulunduğum konunun uzmanı akademisyenler ve inşaat mühendislerince ele alınarak tartışılmış, düzeltilmesi önerilen hususlar belirlenmişti.
Yıllardır dört gözle beklenen bu yönetmeliğin yürürlük tarihinin ertelenmesi, üzerinde farklı görüşler belirtilen bu tartışmalı hususların tekrar ele alınıp giderilmesi ve uygulamadaki bazı sıkıntıların aşılması için de bir fırsat yaratabilir.