ANAYASA MAHKEMESİNDEN ÖNEMLİ KARAR!

Anayasa Mahkemesi, TCK’daki “Örgüt Adına Suç” Hükümlerini Anayasa’ya Aykırı Bularak İptal Etti.

Anayasa Mahkemesi (AYM), Türk Ceza Kanunu’nda (“TCK”) yer alan ve “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenlerin cezalandırılmasını” öngören düzenlemeleri Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti. Resmi Gazetede bugün yayımlanan karara göre, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), bu düzenlemelerin iptali için Yüksek Mahkemeye başvurdu.

AYM, 220. maddede yer alan, “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” ve 314. maddede yer alan, “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir” hükümlerini Anayasa’nın 38. maddesine aykırı bularak iptal etti.

Kararın Yürürlüğe Giriş Tarihi

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları, 6 ay sonra yürürlüğe girecek. Bu süre zarfında yeni bir yasal düzenlemenin yapılması bekleniyor.

Kararın Gerekçesi

Anayasa Mahkemesi’nin kararında, ilgili hükümlerin “örgüt adına” kavramının belirsizliğine işaret edildi. Bu durumun cümlede geniş yoruma neden olabileceği ve bunun sonucunda ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, örgütlenme özgürlüğü gibi temel haklar üzerinde caydırıcı etkiler yaratabileceği belirtildi.

AYM, ilgili düzenlemelerin örgüt üyeliğine dair herhangi bir somut delil olmadan ve suçun niteliği ile ağırlığının örgüt amacına ne şekilde katkıda bulunduğu dikkate alınmaksızın cezalandırma sonucuna yol açabileceğini değerlendirdi.

Hukukî Sorunlar ve Kanunilik İlkesi

Kararın gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:

“Kuralın, kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarını önleyecek şekilde belirli ve öngörülebilir nitelikte olmadığı değerlendirilmiştir. Bu itibarla, düzenleme Anayasa’nın 38. maddesi bağlamında kanunilik şartını taşımamaktadır.”

AYM’nin bu kararla birlikte, suçun nitelik ve ağırlığına bakılmaksızın geniş ve yoruma açık ifadelerin Anayasa’nın üst normlarına aykırı olduğu ortaya kondu.