Cumhuriyet’in ilanının üzerinden 102 yıl geçti. Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 1923’te yalnızca yönetim biçimini değil; toplumun geleceğini de değiştiren bir adım attı.
Bu değişimin en görünür ve en kalıcı yansıması ise şüphesiz kadınların hayatına dokunan reformlar oldu. Cumhuriyet devrimi, Türk kadınına yalnızca haklar kazandırmadı; ona, “geleceği şekillendiren bir özne” olma fırsatı verdi.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında eğitimden bilime, siyasetten sanata uzanan alanlarda başarı hikâyeleri yazan kadınlar, 102 yıl önce atılan o adımın mirasını taşıyor.
CUMHURİYET’İN TEMELİ: KADININ EŞİTLİK MÜCADELESİ
Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in en güçlü direğini kadınların toplumsal yaşamda eşit haklara sahip olması üzerine kurdu. O, “Kadınlar yükselmedikçe, millet yükselemez” diyerek, kadının toplumdaki konumunun çağdaşlaşmanın temel ölçütü olduğunu vurguladı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılan reformlar, kadınların önündeki yüzyıllık engelleri kaldırdı: 1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu’yla kız çocuklarına eğitim hakkı tanındı, 1930’da belediye seçimlerinde seçme hakkı verildi, 1934’te ise kadınlar milletvekili seçme ve seçilme hakkına kavuştu.
HALİDE EDİP ADIVAR: SAVAŞIN VE KELİMENİN CESUR SESİ
Kurtuluş Savaşı’nda hem kalemiyle hem de sesiyle öne çıkan Halide Edip Adıvar, Cumhuriyet’in fikir temellerini atan öncü kadınlardan biri oldu. Miting meydanlarından cephe hattına, yazı masasından kürsüye kadar uzanan mücadelesiyle Adıvar, Türk kadınının sesini duyurdu. Yalnızca bir yazar değil, bir fikir öncüsü olarak da kadınların eğitim, düşünce ve toplumsal hayatta var olmasının simgesiydi. O, “kadının kalem tutan eli”yle bir milleti yeniden tanımladı.
AFET İNAN: TARİHİ YAZAN KADIN
Cumhuriyet’in ilk kadın sosyologlarından Afet İnan, hem bilim insanı hem de kadın hakları savunucusu kimliğiyle tanındı. Atatürk’ün teşvikiyle kadınların toplumda aktif rol üstlenmesi için çalışan İnan, Türk Tarih Kurumu’nun kurucularından biri olarak kültürel belleğe yön verdi.“Kadının toplumdaki yeri, eğitimle güçlenir” diyerek bir neslin zihinsel dönüşümüne katkı sağladı.
SABİHA GÖKÇEN: GÖKYÜZÜNE YAZILAN BİR CUMHURİYET HİKÂYESİ
Dünyanın ilk kadın savaş pilotlarından biri olan Sabiha Gökçen, Cumhuriyet’in cesur yüzünü temsil etti. Atatürk’ün “Gökyüzüne de kadın eli değmeli” sözleriyle başlayan yolculuğu, kadınların erkek egemen alanlarda da eşit biçimde yer alabileceğini kanıtladı.Bugün Türkiye’nin dört bir yanında pilotluk, mühendislik ve savunma sanayinde çalışan kadınlar, Sabiha Gökçen’in açtığı gökyüzü yolunda ilerliyor.
SÜREYYA AĞAOĞLU VE SAFİYE ALİ: ADALETİN VE BİLİMİN KADIN TEMSİLCİLERİ
Cumhuriyet’in hukuk ve sağlık alanındaki öncü kadınları da toplumsal belleğe kazındı. Türkiye’nin ilk kadın avukatı Süreyya Ağaoğlu, adalet sisteminde kadının temsil gücünü artırdı. Ülkenin ilk kadın doktoru Safiye Ali ise tıpta eşitliğin öncüsü olarak kadın hekimliğini yaygınlaştırdı.Her iki isim de Cumhuriyet’in kadınlara yalnızca hak değil, “söz” de verdiğini gösterdi.
BU CUMHURİYETİN KADINLARI YOLDA
Bugün mühendislikten yapay zekâya, medyadan siyasete, girişimcilikten akademiye kadar her alanda Türk kadınları Cumhuriyet’in mirasını sürdürüyor. Kadınların başarı hikâyeleri artık yalnızca “ilham verici örnekler” değil, toplumun ilerlemesini sağlayan kalıcı kazanımlar haline geldi. Cumhuriyet’in 102. yılında, bu kazanımlar yeni bir sorumluluk da yüklüyor: Elde edilen hakların korunması, fırsat eşitliğinin güçlendirilmesi ve her alanda kadının sesinin daha çok duyulması.
CUMHURİYET’İN EN GÜZEL ESERİ, ÖZGÜR TÜRK KADINIDIR
Cumhuriyet’in 102. yılı kutlanırken, bir asırdır süren kadın mücadelesi, Atatürk’ün vizyonuyla bütünleşen bir toplumsal başarı hikâyesi olarak anılıyor. Bugün Türkiye’nin her köşesinde eğitim gören kız çocukları, kendi yaşam alanını özgürce inşa eden kadınlar, 102 yıl önce atılan devrimci adımların yaşayan kanıtı.
Kaynak: Haber Merkezi