Enerji Haber olarak takip ettiğimiz SolarVizyon 2025 etkinliğinde, Vestel Mobilite İş Geliştirme Müdürü Alper Çetin, küresel enerji dönüşümünün merkezine yerleşen batarya teknolojilerinin, elektrik sektörünün yapısını nasıl kökten değiştirdiğine ilişkin önemli değerlendirmeler yaptı.
DÜNYA ELEKTRİK ÇAĞINDA
Son on yılda elektrik üretimine yönelik yatırımların yaklaşık yüzde 98’inin güneş ve rüzgar kaynaklı gerçekleştiğini vurgulayan Çetin, küresel ölçekte artık bir “Elektrik Çağı”na girildiğinin altını çizdi. Artan nüfus, dijitalleşme, veri merkezleri, yapay zeka uygulamaları ve elektrikli araçların yaygınlaşması, elektrik talebini hızla artırırken; bu talebin iklim krizi nedeniyle temiz ve karbon salımı olmayan kaynaklardan karşılanmasının küresel bir zorunluluk haline geldiğini belirtti.
YENİLENEBİLİR KAYNAKLAR ŞEBEKEDE HİSSEDİLİYOR
Güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kesintili yapısının, mevcut şebeke mimarisi üzerinde ciddi teknik zorluklar yarattığın söyleyen Çetin, geleneksel, merkezi ve tek yönlü güç akışına dayalı sistemlerin yerini çift yönlü, dijital ve daha karmaşık bir yapının aldığının altını çizdi. Bu dönüşümle birlikte sistem ataletinin azalmasının, frekans ve gerilim kararlılığı ile güç kalitesi sorunlarını daha görünür hale getirdiği belirtti.
DÖNÜŞÜMÜN ANAHTARI: ENERJİ DEPOLAMA
Bu noktada enerji depolama sistemlerinin, enerji dönüşümünün kilit unsuru olarak öne çıktığını belirten Çetin, son on yılda büyük ölçekli batarya maliyetlerinin yaklaşık yüzde 70 oranında düşmesinin dikkat çekici olduğunu vurguladı. Küresel batarya yatırımlarının, doğalgaz santrali yatırımlarıyla aynı seviyeye yaklaşmasının ise depolamanın artık geçici bir trend değil, kalıcı bir altyapı yatırımı olduğunun göstergesi olduğunun altını çizdi.
GRID-FORMING BATARYALAR ŞEBEKEYİ AKTİF ROL ÜSTLENİYOR
Özellikle grid-forming (şebeke oluşturan) batarya sistemlerinin yalnızca enerji depolamakla sınırlı kalmadığına dikkat çeken Çetin, bu sistemlerin frekans, gerilim ve genel sistem kararlılığını aktif biçimde sağlayan yeni nesil bir altyapı unsuru haline geldiği vurgulandı. Sanal atalet, hızlı frekans tepkisi ve güçlü reaktif güç kabiliyeti sayesinde bu bataryaların, senkron jeneratörlerin şebekeye sunduğu kritik hizmetleri fonksiyonel olarak ikame edebildiği aktardı.
TÜRKİYE’DE DEPOLAMA ZORUNLULUK
Türkiye özelinde yenilenebilir enerjinin kurulu güç içindeki payının yüzde 50’nin üzerine çıkmasının, depolama ve esneklik çözümlerini bir tercih olmaktan çıkararak sistem güvenliği açısından zorunlu hale getirdiğinin altını çizdi. Depolamalı üretim tesislerine yönelik düzenlemelerin ise bu dönüşümün yalnızca teknik değil, aynı zamanda kurumsal altyapı açısından da güçlendiğini ortaya koyduğu belirtti.
“BATARYALAR TEMİZ ENERJİ DEVRİMİNİN ANAHTARI”
Çetin, enerji depolama sistemlerinin temiz enerji devriminin önündeki kritik engelleri ortadan kaldıran stratejik yatırımlar olduğunun altını çizdi. Gerçek dönüşümün, yenilenebilir enerjinin planlanabilir, yönetilebilir ve şebeke ile uyumlu hale getirildiği aşamada başlayacağını belirten Çetin, bataryaların yarının elektrik sisteminin ve sürdürülebilir büyümenin temel yapı taşları olacağını ifade etti.
Haber Merkezi