Meksikalı ressam Frida Kahlo’nun 1949 yılında yaptığı “El sueño (La cama)” adlı otoportresi, ABD’nin New York kentinde düzenlenen müzayedede 54,7 milyon dolara satılarak sanat dünyasında yeni bir rekora imza attı. Sotheby’s Müzayede Evi’nde gerçekleşen satış, Kahlo’nun eserini hem kendi kariyerinde hem de kadın sanatçılar arasında tarihi bir noktaya taşıdı.
FRIDA KAHLO’DAN TARİHİ SATIŞ
Sotheby’s Müzayede Evi’nde açık artırmaya sunulan otoportre, 54,7 milyon dolarlık satış bedeliyle müzayede evinin tarihinde en yüksek fiyata alıcı bulan kadın sanatçı eseri oldu. Böylece Frida Kahlo, daha önce Georgia O’Keeffe’nin 2014 yılında 44,4 milyon dolara satılan “Jimson Weed/White Flower No 1” adlı eserine ait rekoru da geride bırakmış oldu. Bu satışla birlikte Kahlo, müzayede tarihinde en değerli kadın sanatçılardan biri olarak yeniden gündeme geldi.
LATİN AMERİKALI SANATÇILAR ARASINDA DA REKOR
Gerçekleşen satış, yalnızca kadın sanatçılar için değil, Latin Amerikalı sanatçılar açısından da önemli bir eşik olarak kayıtlara geçti. Kahlo’nun bu otoportresi, Sotheby’s aracılığıyla satışa çıkan Latin Amerikalı bir sanatçının eseri için ulaşılan en yüksek fiyat oldu. Eseri müzayedeye çıkaran kişinin, tabloyu 1980 yılında yine New York’ta düzenlenen bir açık artırmadan satın aldığı belirtildi. Ancak hem satıcının hem de alıcının kimliği açıklanmadı.
MEKSİKA DIŞINDAKİ NADİR ESERLERDEN BİRİ
“El sueño (La cama)”, Frida Kahlo’nun eserlerine Meksika’da tanınan “ulusal anıt” statüsü nedeniyle ülke dışındaki özel koleksiyonlarda bulunan az sayıdaki tablo arasında yer alıyor. Meksika’da kamuya ve özel koleksiyonlara ait Kahlo eserlerinin yurt dışına çıkarılması ve satılması mümkün değil. Bu nedenle söz konusu otoportre, sanat piyasasında ayrıca büyük bir öneme sahip.
TABLONUN ETKİLEYİCİ VE SEMBOLİK ANLATIMI
“El sueño (La cama)” adlı otoportrede Frida Kahlo, bulutların üzerinde duran bir yatakta uyurken tasvir ediliyor. Sanatçı, altın rengi bir battaniyeye sarılı halda, yeşil sarmaşıklar ve yapraklarla çevrelenmiş şekilde resmediliyor. Yatağın üzerinde ise dinamitle sarılı çiçeklerle sarmalanmış bir iskelet figürü yer alıyor.
Bu güçlü semboller, Kahlo’nun ölüm, acı, rüya ve bilinçaltı gibi temaları eserinde bir araya getirdiğine işaret ediyor. Otoportre, hem sanatsal hem de felsefi anlamda Kahlo’nun iç dünyasına açılan önemli bir pencere olarak değerlendiriliyor.
Kaynak:İHA