SON GELİŞMELER
Bize Ulaşın

Dil Seçimi

Kalemiyle bir milleti ayağa kaldıran şair: Mehmet Akif Ersoy

Haber görseli

Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi İstiklal Marşı’nın yazarı, milletvekili, şair ve mütefekkir Mehmet Akif Ersoy’un vefatının üzerinden 89 yıl geçti. Hayatı, eserleri ve fikirleriyle Türk düşünce dünyasında silinmez bir iz bırakan Ersoy, aradan geçen yıllara rağmen saygı ve minnetle anılmaya devam ediyor.

ÇOCUKLUK VE EĞİTİM YILLARI

Kosova’nın Suşitsa köyünden İstanbul’a göç eden bir ailenin oğlu olan Mehmet Akif Ersoy, 20 Aralık 1873’te Fatih’te dünyaya geldi. İlk eğitimini mahalle mektebinde alan Ersoy, iki yıl Kur’an-ı Kerim eğitimi gördüktan sonra Fatih Emir Buhari Mahalle Mektebi’ne başladı. Orta öğrenimini Fatih Merkez Rüştiyesi’nde sürdürdü.

Babası Fatih Camisi medrese hocalarından Mehmet Tahir Efendi’den Arapça dersleri alan Ersoy, aynı zamanda Fatih Camisi’nde Farsça derslerini takip etti. Daha sonraki yıllarda Fransızca öğrenerek çok dilli bir entelektüel kimlik kazandı.

ŞİİRLE TANIŞMASI VE GENÇLİK YILLARI

Rüştiye yıllarında şiire ilgi duymaya başlayan Ersoy’un okuduğu ilk manzum eser, Fuzuli’nin Leyla ile Mecnun’u oldu. Eğitimine bir süre Mülkiye İdadisi’nde devam eden Ersoy, burada Muallim Naci’den edebiyat dersleri aldı.

1888’de babasını verem hastalığından kaybetmesi, ardından Fatih yangınında evlerinin yanması, ailesini maddi zorluklarla karşı karşıya bıraktı. Bunun üzerine meslek sahibi olmak amacıyla Mülkiye’den ayrılarak Ziraat ve Baytar Mektebi’ne geçti. Ersoy, 1893’te baytarlık bölümünü birincilikle bitirdi.

İLK ESERLER VE EDEBİ HAYATA GİRİŞ

Mehmet Akif Ersoy’un bilinen ilk matbu eseri, 1893’te Hazine-i Fünun dergisinde yayımlanan bir gazel oldu. Şiir ve öğretmenlik çalışmalarını sürdüren Ersoy’un edebiyat dünyasındaki etkisi, özellikle 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanıyla arttı.

Ersoy, Eşref Edip ve Ebül’ula Mardin’in çıkardığı Sırat-ı Müstakim dergisinin başyazarlığını üstlendi. Bu dergi, ilerleyen yıllarda Sebilürreşad adıyla yayın hayatını sürdürdü.

SAFAHAT VE DÜŞÜNCE DÜNYASI

Bütün şiirlerini 7 kitaptan oluşan Safahat adlı eserinde toplayan Ersoy, bu eserde Osmanlı toplumunu, aydınları, savaş yıllarını ve ahlaki çöküşü ele aldı.

Safahat’ın bölümleri şunlardır:

  • Safahat (1911)

  • Süleymaniye Kürsüsünde (1912)

  • Halkın Sesleri (1913)

  • Fatih Kürsüsünde (1914)

  • Hatıralar (1917)

  • Asım (1924)

  • Gölgeler (1933)

Sanat anlayışında “sanat toplum içindir” ilkesini benimseyen Ersoy, eserlerinde estetik kaygıyı toplumsal sorumlulukla birleştirdi.

İSTİKLAL MARŞI VE MİLLİ MÜCADELE

Burdur Milletvekili olarak Birinci TBMM’de görev alan Ersoy, 1921’de Ankara’daki Taceddin Dergahı’na yerleşti. Para ödülü nedeniyle katılmak istemediği İstiklal Marşı yarışmasına, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey’in ısrarıyla katıldı.

İstiklal Marşı, 12 Mart 1921’de TBMM’de ayakta alkışlanarak kabul edildi. Ersoy, ödül olarak verilen 500 lirayı hayır kurumuna bağışladı ve marşı, Türk milletine armağan ettiği için Safahat’a almadı.

SON YILLARI VE VEFATI

Kurtuluş Savaşı sonrasında bir süre Mısır’da yaşayan ve Türkçe dersleri veren Ersoy, 1936’da tedavi için İstanbul’a döndü. Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nda kaldığı sırada, 27 Aralık 1936’da hayata veda etti.

Mehmet Akif Ersoy’un kabri, bugün Edirnekapı Şehitliği’nde bulunuyor ve her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.

MİRASI VE ANISI

Ersoy, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında “Vefa Ödülü”ne layık görüldü. “Vatan şairi” ve “milli şair” olarak anılan Mehmet Akif Ersoy, edebiyat, fikir ve aksiyon dünyasını birleştiren öncü bir isim olarak Türk milletinin hafızasındaki yerini koruyor.

Kaynak: AA

Küfür, hakaret ve spam yayınlanmaz.