SON GELİŞMELER
Bize Ulaşın

Dil Seçimi

Kömür santralleri yaşlandı, yol haritası değişti

Haber görseli

Australian Energy Market Operator (AEMO), Avustralya’nın enerji geleceğine ilişkin yayımladığı son yol haritasında, kömürden yenilenebilir kaynaklara geçişin en düşük maliyetli ve en güvenilir seçenek olduğunu bir kez daha teyit etti. Kurum, kömür ve nükleer santraller olmadan elektrik kesintileri yaşanacağı yönündeki iddiaları kesin bir dille reddetti.

“BAZ YÜK” TARTIŞMASINA NET YANIT

AEMO, kömür ve nükleer santrallerin “baz yük” kaynağı olarak vazgeçilmez olduğu yönündeki görüşlerin artık geçerliliğini yitirdiğini vurguladı. Kuruma göre modern bir elektrik sistemi; rüzgar, güneş enerjisi, batarya depolama ve sınırlı gaz kapasitesi ile güvenli şekilde işletilebiliyor.

AEMO Sistem Tasarımı Genel Müdürü Nicola Falcon, baz yük santralleri olmadan elektrik kesintisi yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin soruya, “Hayır, kesinlikle böyle bir durum söz konusu değil” dedi.

2026 BÜTÜNLEŞİK SİSTEM PLANI NE SÖYLÜYOR?

AEMO’nun yayımladığı 2026 Bütünleşik Sistem Planı (ISP) taslağı, yaşlanan kömür santrali filosunun yerini almanın en ekonomik yolunun yenilenebilir enerji ağırlıklı bir sistemden geçtiğini ortaya koydu. Plana göre:

  • Rüzgar ve güneş enerjisi ana üretim kaynakları olacak

  • Batarya depolama kapasitesi hızla artırılacak

  • Sistemi desteklemek için sınırlı miktarda gaz kapasitesi kullanılacak

Falcon, bu yaklaşımın 2018’den bu yana değişmediğini ve teknolojideki ilerlemelere rağmen hala en uygun maliyetli çözüm olduğunu vurguladı.

ASIL RİSK: KÖMÜR SANTRALLERİNİ ZORLA UZATMAK

AEMO’ya göre enerji dönüşümündeki en büyük risk, bazı eyaletlerde kömür santrallerinin 2040’lı yıllara kadar yapay biçimde devrede tutulması yönündeki siyasi girişimler. Kurum, bu yaklaşımın şebeke güvenliğini artırmak yerine, yenilenebilir üretimin yüksek olduğu dönemlerde kömür santrallerinin uzun süre kapalı kalmasına yol açarak sistemi daha kırılgan hale getireceğinin altını çiziyor.

ŞEBEKENİN “KALP ATIŞI” İÇİN YENİ TEKNOLOJİLER

Enerji dönüşümünde kritik başlıklardan biri de sistem güvenliği ve atalet ihtiyacı. Bugün bu görev büyük ölçüde yakıt yakmayan ancak pahalı senkron kondansatörler ile sağlanıyor. AEMO, şebeke kurucu inverterlerle entegre batarya depolama sistemlerinin bu işlevi daha verimli şekilde yerine getirebileceğini öngörülüyor.

Bu kapsamda kurum, önümüzdeki 12–18 ay içinde, dünyada bir ilk olacak şekilde, fosil yakıt veya senkron jeneratör olmadan 100 megavatın üzerinde yükü besleyecek izole şebeke testleri gerçekleştirmeyi planlıyor.

KÖMÜR SANTRALLERİ YAŞLI, DÖNÜŞÜM KAÇINILMAZ

Rapora göre Avustralya’daki kömür santrallerinin ortalama yaşı 40 yıl seviyesinde ve büyük bölümü ekonomik ömrünün sonuna yaklaşmış durumda. Bu tablo, enerji dönüşümünü bir tercih olmaktan çıkarıp zorunlu bir gereklilik haline getiriyor.

Batarya maliyetlerindeki hızlı düşüş de planlamayı doğrudan etkiliyor. Yeni yol haritası, önceki öngörülere kıyasla daha fazla batarya depolama ve güneş enerjisi yatırımı içeriyor.

2050 HEDEFİ: 120 GİGAVATLIK KURULU GÜÇ

AEMO’nun projeksiyonuna göre:

  • Mevcut yaklaşık 23 gigavat olan kurulu güç,

  • 2050 yılına kadar 120 gigavata çıkarılacak.

Sadece depolama tarafında, 2030’a kadar yaklaşık 26 gigavatlık proje geliştirme aşamasında bulunuyor.

TÜKETİCİLER DÖNÜŞÜMÜN MERKEZİNDE

Raporda dikkat çeken bir diğer unsur ise tüketicilerin rolü. 2050’ye gelindiğinde:

  • Çatı üstü güneş panelleri

  • Ev tipi bataryalar

  • Elektrikli araçlar

gibi tüketici enerji kaynaklarının, ulusal elektrik piyasası kapasitesinin yaklaşık yarısını sağlaması tahmin ediliyor.

Bu kaynakların, üçüncü taraf toplayıcılar aracılığıyla gönüllülük esasına göre şebeke ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde koordine edilmesinin, geçiş maliyetlerini 7,2 milyar dolar azaltabileceği ve bu kazanımın tüm tüketicilere yansıyacağı hesaplanıyor.

Haber Merkezi

Küfür, hakaret ve spam yayınlanmaz.