Her adımda vücudun tüm yükünü taşıyan diz eklemleri, yıllar içinde sessizce yıpranarak “gonartroz” adı verilen, halk arasında “diz kireçlenmesi” olarak bilinen rahatsızlığa yol açıyor. Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Mert Sancar, bu hastalığın kıkırdak dokunun aşınmasıyla başladığını vurguladı: “Kıkırdak, eklem yüzeylerinin rahatça hareket etmesini sağlayan koruyucu bir tabakadır. Bu doku bozulduğunda, kemikler birbirine sürtünmeye başlar ve bu durum ağrı, sertlik, şişlik ve hareket kısıtlılığına neden olur.”
Gonartroz genellikle uzun süre yürüdükten sonra veya merdiven inip çıkarken ağrıyla kendini belli ediyor. Uzm. Dr. Sancar, tedavi sürecinde kilo kontrolü ve kasları güçlendiren egzersizlerin önemine dikkat çekti: “İlk aşamada kilo kontrolü, kasları güçlendirmeye yönelik egzersizler, baston veya dizlik gibi yardımcı ekipmanlar önerilir. Fizik tedavi uygulamaları da ağrının azaltılmasında ve eklemin korunmasında oldukça etkilidir.”
Ağrı kesici ve iltihap giderici ilaçların yan etkileri konusunda uyarılarda bulunan Uzm. Dr. Sancar, bu ilaçların uzun süre kullanımında mide, böbrek ve kalp üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini ifade etti. Ayrıca diz içi enjeksiyonların da alternatif bir tedavi yöntemi olduğunu belirtti.
Dr. Sancar, diz kireçlenmesinde erken evrede hyaluronik asit enjeksiyonlarının faydalı olabileceğini söyledi: “Hyaluronik asit, eklem sıvısının kalitesini artırarak sürtünmeyi azaltır ve dizin ‘yağlanmasını’ sağlar. Özellikle erken ve orta evrede etkili bir seçenektir.”
Ayrıca PRP, kök hücre ve kolajen enjeksiyonları gibi yeni nesil tedavilerin de faydalarını anlattı: “Kendi kanından alınan PRP, kök hücre ve eksozom tedavisi gibi yöntemler, hasarlı dokunun yenilenmesini destekleyebilir.”
Tüm bu tedavilere rağmen hastalar günlük aktivitelerinde zorlanıyorsa cerrahi seçeneklerin değerlendirilebileceğini belirten Dr. Sancar, artroskopik temizleme, osteotomi ve diz protezi ameliyatlarının bu seçenekler arasında yer aldığını ifade etti.
Kaynak: İHA
