Enerji Depolama Sistemleri Derneği (EDSİS), Türkiye’nin enerji dönüşümündeki kritik rolünü ve sektörün geleceğine yönelik beklentilerini paylaşmak üzere enerji basınıyla buluştu. Toplantıda yenilenebilir enerji büyümesi, şebeke esnekliği, yerli teknoloji üretimi ve regülasyon ihtiyacına dair önemli değerlendirmelerde bulunuldu.
“HEDEFİMİZ SAĞLAM VE BİLGİ TEMELLİ BİR EKOSİSTEM”
Toplantının açılışında konuşan EDSİS Genel Sekreteri Edip Katayıfçı, derneğin amacını “tüm paydaşları aynı çatı altında buluşturmak ve depolama alanında güçlü bir ekosistem kurmak” şeklinde özetledi. Katayıfçı, hızla büyüyen depolama pazarının plansız büyümemesi için standardizasyon ve iş birliğinin kritik önemde olduğunun altı çizildi.
YENİLENEBİLİR ENERJİDE HIZLI ARTIŞ
EDSİS Başkanı Can Tutaşı, Türkiye’nin rüzgâr ve güneşte sergilediği büyümenin enerji depolamayı kaçınılmaz hale getirdiğini vurguladı: “Rüzgar ve güneş kontrol edemediğimiz kaynaklar. Üretimdeki dalgalanma şebeke dengesini bozuyor. Depolama burada devreye girerek sisteme esneklik sağlıyor” dedi.
Tutaşı, Kasım 2022 düzenlemesinden sonra depolamalı başvuruların rekor seviyelere çıktığını ifade ederek şu verileri paylaştı:
-
33.000 MW entegre depolama
-
6–7.000 MW müstakil depolama
-
Toplam yaklaşık 40.000 MW depolama stoğu
İlk tesislerin bu yıl devreye gireceği vurgulandı.
“TÜRKİYE KÜRESEL TRENDLE EŞ ZAMANLI İLERLİYOR”
EDSİS Başkan Yardımcısı Alper Terciyanlı, uluslararası pazarın Türkiye ile aynı hızda büyüdüğünü söyledi:
-
2024’te 75 GW’tan fazla yeni depolama kurulumu yapıldı.
-
2035’te küresel kapasitenin 1.170 GW’a ulaşması bekleniyor.
-
Türkiye’nin strateji belgesi minimum 5,5 GW depolama öngörse de yatırımların bu seviyeyi çok aşması bekleniyor.
-
2025’te 250–300 MW, 2026 sonunda ise 2 GW’a yakın devreye alma planlanıyor.
Terciyanlı ayrıca veri merkezleri, elektrikli araçlar ve elektrifikasyon nedeniyle küresel elektrik talebinin %40 artacağına vurgu yapıldı.
“TÜRKİYE BİR TEKNOLOJİ VE YETKİNLİK ÜSSÜ OLABİLİR”
Terciyanlı, batarya teknolojisinin hala gelişen bir alan olduğunu belirterek Türkiye’nin mühendislik kabiliyeti sayesinde yalnızca üretim değil, bölgesel bir yetkinlik merkezi olabileceğini belirtildi.
SEKTÖRÜN BEKLENTİLERİ
Europower Enerji Mühendislik Direktörü Bülent Mindek, yatırımcıların iki temel beklentisini aşağıdaki şekilde sıraladı:
-
TEİAŞ’ın bağlantı izin süreçlerinin hızlandırılması
-
Depolamalı projelerde sınırlı sayıda lisans veriliyor.
-
Teknik hesaplamalar ve altyapı yetersizliği süreçleri yavaşlatıyor.
-
-
Yerli üretim teşviklerinin güçlendirilmesi
-
Sanayi Bakanlığı’nın HIT30 programı kapsamında Türkiye’nin Avrupa’nın üretim üssü olması amaçlanıyor.
-
Mindek, depolama tesislerinin şebeke güvenliği açısından önemini şu şekilde anlattı: “Bu tesisler, arızalara milisaniyeler içinde müdahale ederek frekans ve gerilim dengesini sağlayacak. Şebekenin vazgeçilmez bir parçası haline geliyorlar” dedi.
LİTYUM-İYON ÖNDE, SODYUM BAZLI TEKNOLOJİLER YÜKSELİŞTE
Sektör temsilcileri, kısa vadede lityum-iyon bataryaların maliyet avantajı nedeniyle öne çıktığını, ancak küresel rekabetin sodyum bazlı bataryalar gibi alternatif çözümleri hızlandıracağını vurguladı.
BÜYÜK ŞEHİRLERDE ŞEBEKE YÜKÜ HAFİFLİYOR
Toplantıda depolamanın şehir içi altyapı üzerindeki yükü de azalttığının altını çizdi.
Trafo değişikliğinin mümkün olmadığı Kapalıçarşı gibi bölgelerde, depolama sistemlerinin şebekeyi ciddi ölçüde rahatlattığı belirtti.
Haber Merkezi
