SON GELİŞMELER
Bize Ulaşın

Zindanlardan özgürlüğe: “Surreal Suriye” ilk kez beyazperdede

Haber görseli

Suriye devriminden sonra rejim hapishanelerinden kurtulanların tanıklıklarını ve yeniden hayata tutunma hikayelerini konu alan Surreal (Gerçeküstü) Suriye belgeselinin ilk gösterimi Atlas 1948 Sineması’nda yapıldı. Film, Baas rejiminin 61 yıllık iktidarının 8 Aralık 2024’te Şam’ın rejimin kontrolünden çıkmasıyla son bulmasına da göndermede bulunuyor.

YÖNETMEN DİHAT KAYA: “SENARYOSUZ YOLA ÇIKTIK, NEYLE KARŞILAŞACAĞIMIZI BİLMİYORDUK”

Belgeselin yönetmeni Dihat Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada Suriye’nin hayatlarında özel bir yeri olduğunu söyledi. Kaya, belgeseli Suriye zaferinin ardından çekmeye karar verdiklerini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Senaryo olmadan gittik. Bu sinematik açıdan riskli bir karardı çünkü bizi neyin beklediğini bilmiyorduk. İlk kez Hama, Humus ve Şam’a devrimden sonra gidiyor olmanın heyecanıyla hem özgürlüğü hem de yılların yıpratıcı yıkımını kameraya aldık.”

Kaya, arşiv görüntüsü kullanmadıklarını vurgulayarak sahada karşılaştıkları acı manzaraların bir bölümünü belgeselde göstermeyi doğru bulmadıklarını söyledi: “Kadınların yaşadıkları travmaları aktarmayı uygun görmedik. Erkeklerin maruz kaldığı bazı insanlık dışı sahnelere de belgeselde yer veremedik. Bir hafta boyunca küllerinden doğan bir ülkenin içinde dolaştık.”

TÜLAY GÖKÇİMEN: “YILLARDIR ANLATTIĞIM DOĞU GUTA’YI KENDİ GÖZLERİMLE GÖRDÜM”

Belgeselin yapımcısı Tülay Gökçimen, Suriye’de farklı konular üzerine daha önce de üç uzun metraj çalıştığını söyledi. “Esed rejiminin böyle devrileceğini beklemiyorduk. Suriye özgür olduğunda insanlar beni tebrik etti. Gerçeküstü bir andı.”

Gökçimen, uzun yıllardır anlatmaya çalıştığı Doğu Guta’nın yıkımını yerinde görünce yaşadığı sarsıntıyı şu sözlerle dile getirdi: “Mezar taşları bile kazılmıştı. O yıkımı görmek tarifsizdi. Gazze’de ne yaşanıyorsa Suriye’de de benzeri yaşandı. Tek umudum Filistin’in de aynı şekilde özgürlüğe kavuşması.”

“HAPİSHANELERDEKİ KİRLİ DÜNYAYA KAMERA TUTMAK ZORLAYICIYDI”

Showrunner Ahmed Akaltun, özellikle devrimin başladığı şehirlerde çekim yaptıklarını ve hapishane tanıklıklarının psikolojik olarak yıpratıcı olduğunu söyledi: “‘Ya ben burada olsaydım’ düşüncesi bile insanı zorluyor. Bu gerçekliğe tanıklık etmek kolay değildi ama yapmak zorundaydık.” Belgeselde tercümanlık yapan Muhammed Fatih Sinan ise 2008-2011 arasında Suriye’de yaşadığını anlatarak, devrim sonrası ülkeyi yeniden görmenin kendisi için çok anlamlı olduğunu belirtti: “Esed sadece toprağı değil, insanların zihinlerini de işgal etmişti. O zihinlerin özgürleştiğini görmek bir zaferdi.”

İZLEYİCİLER GÖSTERİMDE GÖZYAŞLARINI TUTAMADI

37 dakikalık belgesel, devrim sonrası kutlamalardan hapishane tanıklıklarına uzanan yoğun anlatımıyla izleyicileri duygulandırdı. Salonu dolduran yüzlerce kişi, film boyunca sık sık gözyaşlarına hakim olamadı. Gösterimin ardından ekip sahneye çıkarak çekim sürecine dair yaşadıklarını paylaştı.

Gecede yazar Yusuf Kaplan, Yedi Başak İnsani Yardım Derneği Başkanı İsmet Yıldırım ve Suriyeli kanaat önderi Muhammed Mücir Hatib de konuşma yaptı.

Kaynak: AA

Küfür, hakaret ve spam yayınlanmaz.
Köşe Yazarlarımız