SON GELİŞMELER
Bize Ulaşın

Dil Seçimi

Fatih Altaylı karar sonrası ilk kez konuştu: "Ceza hukuki değil, siyasi"

Haber görseli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik tehdit içerikli sözler sarf ettiği suçlamasıyla yargılanan gazeteci Fatih Altaylı, dört yıl iki ay hapis cezasına çarptırılmasının ardından tutuklu bulunduğu cezaevinden 56 gün sonra ilk kez konuştu.

Altaylı, kendisine ait YouTube kanalındaki yayınında karar duruşmasında yaşananları, tutukluluk koşullarını ve sağlık durumunu anlattı.

KARAR DURUŞMASI SİLİVRİ'DE YAPILDI

Altaylı, 26 Kasım’da İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci kez hakim karşısına çıktı. Duruşma, Silivri Açık Ceza Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Esas hakkındaki mütalaa ve savunmaların ardından mahkeme, Altaylı’ya “Cumhurbaşkanını tehdit” suçundan beş yıl hapis cezası verdi. Ceza, iyi hâl indirimi uygulanarak dört yıl iki aya düşürüldü. Tutukluluğunun devamına hükmedildi.

Kararın açıklanmasının ardından Altaylı’nın elindeki dosya ve notları yere fırlatarak salondan ayrıldığı bildirildi.

"ADALET YERE DÜŞÜRÜLDÜĞÜ İÇİN SAVUNMAMI FIRLATTIM"

YouTube yayınında kararı değerlendiren Altaylı, verilen hapis cezasını “ağır bir hukuksuzluk” olarak nitelendirdi. Altaylı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bana verilen ceza hukuki değil, siyasi. Ağır bir hukuksuzluk. Bunda herkes hemfikir, karara doğru diyen yok. Zaten benim de duruşma sonunda elimdeki savunma metnini, içtihat kararlarını yere fırlatmamın nedeni buydu. Adaleti yere ben fırlatmadım; adalet yere düşürüldüğü için ben de savunmamı yere fırlattım.”

Altaylı, kendisine “verilebilecek en ağır cezanın verildiğini”, iyi hâl indiriminin ise “Yargıtay’a gitmesini engellemek için yapıldığını” savundu.

"KAÇMA ŞÜPHESİ" KARARINA TEPKİ: "NE KAÇMASI? BEN Mİ?"

Tutukluluğunun devamına gerekçe olarak gösterilen “kaçma şüphesi” kararına tepki gösteren Altaylı, şu ifadeleri kullandı:

“Şu anda tek üzüntüm kaçma şüphesiyle tutukluluğumun devamı. Tutuklu olmaya değil, ‘kaçar’ denmesine dertleniyorum. Beni bu ülkeden sürgüne yollasalar bir yolunu bulup geri dönerim. Ne kaçması? Ben mi? Hem ayıp hem komik.”

Altaylı, kararın kendisini şaşırtmadığını ancak hukukçuların ve cezaevi personelinin tahliye beklentisinin kendisinde de az da olsa umut yarattığını söyledi.

"BAVULUMU HAZIRLAMAMIŞTIM AMA ODAMI TEMİZLEDİM"

Karar öncesi “bavul hazırladığı” yönündeki iddialara da yanıt veren Altaylı, “Bavulumu hazırlamamıştım ama itiraf ediyorum, odamda dip bucak bir temizlik yapmıştım” dedi. Tahliye ihtimaline karşı eşyalarını toplamasının birkaç dakika süreceğini, odasının ise temiz bırakılması gerektiğini düşündüğünü anlattı.

SAĞLIK DURUMUNU ANLATTI: "DÖRT STENTİM VAR, AORTUMDA GENİŞLEME VAR"

Altaylı, ciddi sağlık problemlerini açıkladı:

“Dört stentim var ve düzenli kontrol gerekiyor. Daha vahimi aort genişlemesi diye bir kronik durumum var; aortun 5 cm ile 4.7 cm arasında bir çapa sahip. Yırtılma riski var ve yırtıldığı anda birkaç dakika içinde ölüyorsun. Rahmetli Sırrı Süreyya Önder’i götüren rahatsızlık.”

Ayrıca beyin zarında 2 cm’lik menenjiyom olduğunu, bunun da düzenli takip edilmesi gerektiğini söyledi. Yakın zamanda hastaneye götürüldüğünü, aort genişlemesinin ilerlemediğini, durumun stabil olduğunu aktardı.

CEZAEVİNDE YAŞADIĞI DÜŞME OLAYINI ANLATTI

Altaylı, cezaevindeki spor alanında düşerek elini ve dizini yaraladığını, elinin çatladığını ve geçici olarak alçıya alındığını belirtti. “Bu ancak benim becerebileceğim bir şey” diyerek durumu aktaran Altaylı, tedavisinin ardından iyileşme sürecine girdiğini söyledi.

"HUKUKÇULARIN TAHLİYE BEKLENTİSİ BENİ UMUTLANDIRMIŞTI"

Karar duruşmasına ilişkin değerlendirmesinde Altaylı şöyle konuştu:

“Karar zaten çoktan alınmıştı. Verilebilecek en ağır ceza verilmişti. Altıda birlik indirim iyi niyetten değil, Yargıtay’a gitmemi engellemek için yapılmış bilinçli bir hamleydi. Umudum az; belli ki soğuk bir hücrede plastik bir sandalye üzerinde epey vakit geçireceğim.”

Kaynak: Haber Merkezi

Küfür, hakaret ve spam yayınlanmaz.