“Kara para aklama”, yasa dışı faaliyetlerden elde edilen paranın, yasal yollardan kazanılmış gibi gösterilerek mali sisteme dahil edilmesi; yani suç gelirlerinin meşrulaştırılması anlamına geliyor. Nihai amaç, devletin bu paranın kaynağını sorması durumunda resmi kanallar üzerinden yasal bir gerekçe sunabilmek.
Manşet Haber’e konuşan Avukat Kalender Durmaz, kara para aklama yöntemlerinin her geçen yıl çeşitlendiğine dikkat çekerek, paravan şirketler, kripto para transferleri ve offshore hesapların en sık kullanılan araçlar olduğunu söyledi.
Durmaz, özellikle son dönemde “hatır işi” adı altında yapılan araç veya mülk devirlerinin ciddi risk taşıdığını belirterek, “Bir iyilik gibi görünen işlem, kişiyi farkında olmadan kara para aklama çarkının bir parçası haline getirebilir. Vatandaşlar kolay kazanç vaadiyle gelen tekliflere karşı mutlaka temkinli olmalı” uyarısında bulundu.
İNSAN KAÇAKÇILIĞI, TERÖR, SİLAH TİCARETİ…
Kara para aklamanın kaynağını oluşturan suçların başında uyuşturucu ticareti geliyor. Bunun yanı sıra fuhuş, insan kaçakçılığı, terörün finansmanı ve silah ticareti de suç gelirlerinin önemli kaynakları arasında yer alıyor. Bu gelirlerin aklanmasında en çok kullanılan yöntemler arasında paravan şirketler kurmak, sahte faturalar düzenlemek ve internet bankacılığı üzerinden karmaşık para transferleri yapmak bulunuyor.
Türkiye’de suç gelirleriyle ve kara para aklama faaliyetleriyle mücadele ise, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından yürütülüyor. Kurul, şüpheli para hareketlerini izleyerek hem ulusal hem de uluslararası düzeyde koordinasyon sağlıyor.
“SUÇ GELİRİ KAZANMAK AYRI, MEŞRULAŞTIRMAK AYRI SUÇ”
Suç geliri kazanmak ve geliri meşru göstermenin iki ayrı suça işaret ettiğini belirten Avukat Kalender Durmaz, “Kara para aklama olayında, daha önce işlenmiş bir suçtan elde edilmiş bir gelir olmalı. Türk Ceza Kanunu’nun 282. maddesine göre, altı aydan fazla hapis cezası gerektiren herhangi bir suçtan doğan gelirlerin aklanması bu kapsamda değerlendirilir” dedi.
Durmaz, yasal düzenlemenin kapsamının oldukça geniş olduğunu belirterek, “Altı ay sınırı düşük tutulduğu için çok sayıda suç türü bu tanıma giriyor. Amaç, suçtan elde edilen gelirin sisteme sokulmasını önlemek” ifadelerini kullandı.
Kara para aklama suçunun 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası gerektirdiğini söyleyen Avukat Durmaz, suçun kamu görevlileri tarafından işlenmesi hâlinde cezanın artırıldığını belirtti.
“EN SIK KULLANILAN YÖNTEMLER PARAVAN ŞİRKETLER VE KRİPTO PARA”
Durmaz, kara para aklamada kullanılan yöntemlerin her geçen yıl çeşitlendiğine dikkat çekerek, bugün en sık karşılaşılan yöntemlerin paravan şirketler kurmak ve kripto para kullanımı olduğunu söyledi.
Offshore hesapların da bu süreçte önemli bir rol oynadığını vurgulan Durmaz, “Offshore hesaplar, denetimi zayıf olan ülkelerde açılan ve paranın izini kaybettirmeye yarayan hesaplardır. Bu hesaplar aracılığıyla para, yurt dışında elde edilmiş meşru kazanç gibi gösteriliyor” dedi.
“HATIR İLİŞKİSİYLE YAPILAN İŞLEMLER BÜYÜK RİSK TAŞIYOR”
Durmaz, özellikle son yıllarda sıkça karşılaşılan “hatır işi” adı altında yapılan araç veya mülk devri işlemlerine karşı dikkatli olunması gerektiğini belirterek, “Bir tanıdığınız sizden aracı ya da mülkü üzerinize almanızı isterse ve siz nedenini sorgulamadan kabul ederseniz, farkında olmadan kara para aklama sürecine dahil olabilirsiniz. En doğru yol, bu tür talepleri reddetmektir” sözlerini kullandı.
Kolay kazanç, hızlı para veya hatır işi gibi görünen tekliflerin arkasında ciddi riskler olabileceğini vurgulayan Durmaz, “Kimse kimseye sebepsiz yere iyilik yapmaz. Her kolay işlem, hukuken büyük bir sorumluluk doğurabilir. Vatandaş bu tür durumlarda mutlaka temkinli davranmalı. “Niçin?” sorusunu sormalı” dedi.
Karşısındaki kişinin kara para aklama faaliyeti içinde olduğunu bilmeden işlem yapan kişilerin cezai sorumluluğu bulunmadığını belirten Durmaz, bu durumda ispat yükümlülüğü doğacağını aktardı. Ayrıca, gelirin suç kaynaklı olduğunu bildiği halde kabul edenler için 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörüldüğünü söyledi.
“MASAK, ŞÜPHELİ İŞLEMLERİ TAKİP EDİYOR”
Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) kara para aklamayla mücadelede kritik bir rol oynadığını vurgulayan Durmaz, kurumun hem ulusal hem de uluslararası düzeyde aktif çalıştığını belirterek, “MASAK, şüpheli para hareketlerini izleyen ve gerektiğinde savcılığa bildirimde bulunan bir kurum. Uluslararası anlaşmalar kapsamında diğer ülkelerle de koordinasyon içinde çalışıyor” dedi.
KAYIT DIŞI EKONOMİYLE MÜCADELE
MASAK’ın kayıt dışı ekonomiyi azaltmaya yönelik hazırladığı tebliğ taslağına göre, 200 bin TL ve üzeri EFT ve havale işlemlerinde açıklama yazmak zorunlu hale gelecek. 20 milyon TL üzerindeki transferlerde ise kaynağın belgeyle ibraz edilmesi gerekecek. Kişisel IBAN’lar üzerinden yapılan ticari tahsilatlar ve POS cihazı olmadan tahsilat yapan işletmeler de şüpheli sayılacak.
Tebliğ taslağını değerlendiren Avukat Kalender Durmaz, bu düzenlemelerin amacının paranın kaynağının takip edilebilir hale gelmesi ve kayıt dışı ekonominin önlenmesi olduğunu belirtti. Dünyada kayıtlı ekonomiye geçişin hızlandığını belirten Durmaz, “Devletler paranın nereden geldiğini bilmek istiyor. Kara para aklama süreçleriyle mücadelede paranın kaynağının bilinmesi son derece önemli” ifadelerini kullandı.
Haber: Buket Saymaz