Son dönemde özellikle sosyal medyada yaygınlaşan sokak röportajları, kamuoyunda yeni bir tartışmayı beraberinde getirdi. Eski Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan’ın “denetimsiz sokak röportajlarının toplumsal barışı tehdit ettiği” yönündeki açıklamalarıyla, gözler ilgili kurumlara çevrildi.
"SOKAK RÖPORTAJLARI MANİPÜLASYON ARACINA DÖNÜŞTÜ"
Eski Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada sokak röportajlarının kontrolsüz biçimde yürütüldüğünü savundu. Sayan, 2022 yılında il başkanları ve belediye başkanları toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bu konuda açık bir uyarıda bulunduğunu belirterek, sokak röportajlarının zamanla ciddi bir toplumsal soruna dönüşebileceğini dile getirdiğini aktardı.
Sayan açıklamasında, röportajların istenilen bölümlerinin kesilip servis edildiğini, parayla yönlendirilmiş kişilerin konuşturulduğunu ve montaj videolarla algı operasyonları yapıldığını öne sürdü. Bu durumun devlet yöneticilerine hakaret eden kişi ve gruplara alan açtığını savunan Sayan, sokak röportajlarının artık “masum bir halk sesi” olmaktan çıktığını söyledi.
"İZNE TABİ OLMALI"
Savcı Sayan, bu yayınların toplumsal sinir uçlarını kaşıyarak kitleleri karşı karşıya getirdiğini, kamu düzeni ve toplumsal barış açısından risk oluşturduğunu belirterek sokak röportajlarının bir usul, izin ve çerçeveye bağlanması gerektiğini savundu. Bu tür yayınların lisanslı kuruluşlar tarafından yapılması ya da devlet tarafından açık bir düzenlemeyle kontrol altına alınması çağrısında bulundu.
RTÜK NE DİYOR?
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ise sokak röportajlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, son dönemde bazı yayınlarda sistematik biçimde olumsuz algı oluşturma çabalarının arttığını bildirmişti.
RTÜK’ün İzleme ve Değerlendirme Uzmanları tarafından yapılan analizlerde, röportajı yapan kişilerin bilinçli yönlendirmeleriyle “her şeyin kötüye gittiği” algısının üretildiğinin tespit edildiği belirtilmişti.
"YASAL YETKİLER KULLANILACAK"
Açıklamada, belirli kesimlerin duygularını istismar eden ve halkın umut duygusunu zedeleyen bu yayınların medya etiğine, ifade özgürlüğünün sınırlarına ve kamu yararına aykırı olduğu vurgulandı. RTÜK, eleştirinin demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu ancak yapıcı eleştiri ile toplumun moralini hedef alan sistematik karamsarlık dilinin aynı şey olmadığını ifade etti.
Üst Kurul, kamuoyunu kasıtlı biçimde yönlendiren ve toplumsal ayrışmayı derinleştiren içeriklere müsamaha gösterilmeyeceğini belirterek, benzeri yayınlarla ilgili tüm yasal yetkilerin kullanılacağını açıkladı.
ADALET BAKANI TUNÇ: "SOKAK RÖPORTAJLARI NİYE YASAK OLSUN?"
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise daha önce yaptığı bir açıklamada, sokak röportajlarına yönelik herhangi bir yasaklama bulunmadığını net bir dille ifade etmişti. Tunç, konuyla ilgili açıklamasında düşünce ve ifade özgürlüğünün son yıllarda yapılan yasal düzenlemelerle genişletildiğini belirterek, eleştiri amaçlı açıklamaların suç olmadığını vurgulamıştı.
"SOKAK RÖPORTAJI DEĞİL, KULLANILAN İFADELER SUÇ"
Bakan Tunç, gerek basın yoluyla gerek yüz yüze yapılan hakaretin suç teşkil ettiğini hatırlatarak, sokakta yapılan röportajlarda da hukukun geçerli olduğunu söylemişti:
"Sokak röportajları niye yasak olsun? Kişiler, medya kuruluşları ve sosyal medyadan yayın yapanların, sokaklarda röportaj yapmasının herhangi bir sakıncası yok. O röportajda terör propagandası yapıyorsanız, şiddete teşvik varsa, suç teşkil eden ifadeler olursa sokak röportajlarının yasaklanması değil, o ifadeleri kullanan kişinin yargılanması söz konusu olabilir."
Önümüzdeki süreçte sokak röportajlarına ilişkin olası yasal düzenlemeler ya da uygulamalar, kamuoyunda bu tartışmanın nasıl şekilleneceğini belirleyecek gibi görünüyor.
Kaynak: Haber Merkezi
Editör: Buket Saymaz