Buldan: Newroz'da bir araya gelelim, omuz omuza verip birlikte yürüyelim

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Türkiye halklarına, İstanbul’da yaşayan bütün halkımıza seslenmek istiyorum. Newroz yeni bir gündür, barış ve özgürlüktür. Bugün de bir araya gelelim, omuz omuza verelim ve birlikte yürüyelim" dedi.
 Tarih: 14-03-2022 10:52:29
Buldan: Newroz'da bir araya gelelim, omuz omuza verip birlikte yürüyelim

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP İstanbul İl Örgütü tarafından düzenlenen dayanışma yemeğinde konuştu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü’nün her yıl Newroz öncesi düzenlediği geleneksel dayanışma yemeği buluşması bu yıl Şişli’de bulunan bir düğün salonunda verildi. Dayanışma yemeğine HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP Milletvekili Musa Piroğlu, HDP İstanbul Eş Başkanları İlknur Birol, Ferhat Encü, Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, HDP İstanbul İl Eş Başkanları Birol ve Encü, geceye katılanlara teşekkür ederek, birlikte mücadelenin önemine vurgu yaptı.

Pervin Buldan'nın açıklamaları şu şekilde:

"Sevgili yoldaşlarım, partili arkadaşlarım hepinize bu geceye katıldığınız, bizlere güç verdiğiniz, bu geceyi onurlandırdığınız için teşekkür ediyorum, hoş geldiniz. Bu geceyi düzenleyen İstanbul İl Örgütümüze ayrıca teşekkür ediyorum. İstanbul il yönetimimiz kongreden sonra iddialı çıkışlar yapacaklarını söylemişlerdi. Bu iddialı çıkışlardan bir tanesini, 8 Mart kadın buluşması ile gerçekleştirdiler. Şimdi burada halkımızı, sizleri bir araya getirerek gerçekleştiriyorlar. Elbette bununla sınırlı kalmayacak, yolumuz uzun, mücadelemiz büyük. Bu zorlu yolda, herkesin emeği ve mücadelesi ile büyük başarılar elde edeceğimize yürekten inanıyorum. İstanbul İl Örgütümüze bir kez daha teşekkür ediyorum.

8 Mart’ta bizi yalnız bırakmayan kadınlara teşekkürler

Biz sadece böylesi gecelerde bir araya gelmiyoruz. Kongrelerimizi, mitinglerimizi, buluşmalarımızı çok görkemli ve coşkulu bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Herkes çok yakından takip ediyor, herkes biliyor ve görüyor, yapmış olduğumuz kongreler, etkinlikler, mitingler binlerin yüzbinlerin bir araya gelmesi ile coşkulu bir şekilde gerçekleşiyor. Geçen hafta Türkiye'nin ve dünyanın her yerinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutladık. Bir kez daha kadınlar olarak alanlardaydık, kitlesel olarak gerçekleştirdiğimiz bütün kadın buluşmalarımız oldukça coşkulu, kalabalık ve gerçekten kadın ruhuna ve kadınların rengine, kimliğine, sözüne, uygun bi şekilde gerçekleşti. Emeği geçen, meydanlarda bizi yalnız bırakmayan bütün kadınlara, kadın arkadaşlarıma, yoldaşlarımıza bir kez daha teşekkürlerimi sunuyor ve 8 Mart'ı bir kez daha kutlamak istiyorum.

HDP Türkiye'de büyük bir umut, siyasette çıkış yoludur

Gittiğimiz her yerde büyük bir umut, kararlılık var. HDP’nin Türkiye'de büyük bir umut olduğu, siyasette büyük bir çıkış yolu olduğu artık herkes tarafından kabul edilmiştir. Herkes artık HDP’ye kurtarıcı bir güç olarak bakmaktadır. Bizi ayakta tutan, güç ve moral veren ve bizi bu kadar coşkulu kılan da budur. Türkiye siyasetine, halklarına, toplumuna dağıtmış olduğumuz umuttur. Elbette ki bu umudu dağıtırken bu morali verirken siz halkımızdan alıyoruz umudumuzu, coşkumuzu ve kararlılığımızı. Bir kez daha halkımızın önünde saygıyla eğilmek istiyorum. İyi ki varsınız, iyi ki bizimlesiniz ve iyi ki biz sizinleyiz. 

HDP inandığını yapan bir partidir, söylediğini yerine getiren, güçlü bir partidir. Türkiye'deki bütün baskılar AKP-MHP hükümetinin bütün engellemelerine rağmen dimdik ayakta durmasını bilen bir partidir. Güzel olan, iyi olan her şeyi yapmaya hazırız. AKP ve MHP’ye ders vermeye hazırız. Yeter ki halkımız bizimle birlikte olsun. Çünkü biz her yerde halkımız ile birlikte olmaya devam edeceğiz. 

HDP'yi 3. yol çizgisi sebebiyle sürekli hedef haline getiriyorlar

HDP Kürt ile Türk'ü, Alevi ile Sünni'yi, Ermeni'yi, Süryani, Çerkezi Lazı ve bu ülkede farklı kimlikler ve inançları, kültürleri buluşturan yegane partidir. Biz işte bunu gerekleştirdiğimiz için, başardığımız için bgugünkü iktidar bizimle uğraşmaktan, baskı uygulamaktan, engellemekten geri durmuyor, geri de durmayacaktır. HDP’yi sürekli hedef haline getirmelerinin tek sebebi elbetteki HDP’nin bugünkü siyaseti ve 3. yol çizgisinde ilerleyişidir. Onlara dert olsun HDP bu siyasetinden asla vazgeçmeyecek, asla geri adım atmayacak, asla onların önünde boyun eğmeyecektir. 

Onlar bizi değil biz onları yargılıyoruz

Karşılarında güçlü bir HDP olduğu için başlatmış oldukları iki tane kumpas davası ile karşı çıkmak istediler. Birincisi Kobanî Kumpas Davası, bir diğeri HDP Kapatma Davası. Yargı kılığına bürünüp de özellikle Kobanî Kumpas Davası ve HDP Kapatma Davasını nasıl ve hangi yöntemler ve iddianame ile karşımıza çıktıkların elbette çok iyi biliyoruz. Bu her iki davanın da asla hukuki davalar olmadığı ve siyasi davalarla karşımıza çıktıklarını elbette çok iyi biliyoruz. Ama arkadaşlarımızın Kobanî Kumpas Davasında hakikatleri ortaya koyup, arkadaşlarımızın onları yargılamasıyla, onların bizi değil bizim onları yargıladığımız bir davaya dönüştüğünü hepimiz görüyoruz, hepimiz tanıklık ediyoruz. Çünkü bu davada gerçek bir iddianame yok. Söyledikleri ve iddianenin içine koydukları, hayal ürünü 2 gizli tanığın söylediği yalan ve uydurma gerekçelerle karşımıza çıkan bir yargı, hükümet var. Kobanî Kumpas Davasında da HDP Kapatma Davasında da sonu nereye giderse gitsin gerçekleri söylemekten asla vazgeçmeyeceğiz. 

AKP ve MHP’nin kaybetmesini sağlayacak en büyük güç HDP’dir

Siz yalanlarınızla Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı  yargılayamayazsınız. Uydurma kumpas davalarıyla Gülten Kışanakları, Aysel Tuğlukları, Ayla Akatları, İdris Balukenleri Sebahat Tuncelleri yargılayamazsınız. Esas yargılanan siz olacaksınız. Bu davaların sonucunda suçlu ve yargılanan siz olacaksınız. Bir gün bağımsız bir yargı önünde, gerçek bir adalet önünde hesap veren elbette ki sizler olacaksınız. AKP ve MHP’nin kaybetmesini sağlayacak en büyük güç HDP’dir. Bizimle bunun için uğraştıklarının farkındayız. Sadece HDP’nin bugünkü siyaseti bile onları bugün engellemeye yetecek durumdadır. 

Bizler HDP olarak Türkiye halkları ile birliktelik yolu çizerken onlar 90'lara dönüyorlar

Bunun için kendilerine başka yollar, yol arkadaşları aramaya başladılar. Son dönemlerde ortaya çıkan Tansu Çiller siyasetinin geri dönmesi onlarla ortak bir çizgide buluşmalarının yolunu, zeminini hazırlamaya çalışıyorlar. Her gün birbirlerine konum atıyorlar, bu konumlar üzerinden birbirlerine yeşil ışıklar yakıyorlar. AKP’nin geldiği nokta, sarıldığı siyaset yolu, 1990’larda bu ülkede faili meçhullerin baş mimari ile bir araya gelmekten başka yolları kalmamıştır. Allah kimseyi bunların durumuna düşürmesin. Biz HDP olarak Türkiye halkları, ezilenleri, işçisi, kadını, çiftçisi, yoksulu ile zamlarla boğuşan Türkiye halkları ile birliktelik yolu çizerken onlar bir kez daha 90'lara dönüp Tansu Çiller ile yollarını birleştirecekler. Sizlere hayırlı olsun diyoruz. Tansu Çiller'in hayrını görürsünüz inşallah. 

Ukrayna'daki savaş güç savaşı, egemenlerin birbiriyle savaşıdır

Bugün Türkiye'de ve Türkiye'nin dışında tüm Ortadoğu'da talep edilen en büyük şey olan bir barış politikasından bahsediyoruz. Ne Türkiye'de ne Ortadoğu'da ne de dünyada ülkeleri yönetenler, iktidarlarının devamı için savaşlara göz dikmiş durumdalar. Bugün Ukrayna'da dünyanın yakından takip ettiği bir savaş var. Bir güç savaşı olduğunu ve egemenlerin birbiriyle savaştığı bir savaştır ama Ukrayna halklarının bu savaşa onay vermediğini de biliyoruz. Her şeye rağmen bugün Ukrayna'da binlerce insanın yaşamını yitirdiği, topraklarını terk etmek zorunda kaldığı, bir kez daha savaşların ne anlama geldiğinin, savaşların acı kan ve gözyaşı olduğunun bilincinde olmamız önemlidir. Türkiye’yi yönetenlerin Ukrayna'daki savaşa bir şekilde karşı çıktıklarını, sorunların çözümünün silahlarla değil diyalog ve müzakere ile çözüleceğine inanma noktalarına gelmeleri elbetteki önemlidir. Sadece dışarıdaki savaşlara değil kendi içinizdeki savaşı da inkarı da baskıyı da aynı samimiyetle bitirmeniz gerekiyor. 

İmralı'daki tecrit politikası ve tutuklu siyasetçilerin olması kabul edilemez

Bugün Türkiye'de yaşananlar çok vahim, bugün yaşanan o kadar acının üstüne cezaevlerindeki hasta tutuklular başta olmak üzere İmralı'daki tecrit politikası ve tutuklu siyasetçilerin olması kabul edilebilir bir durum değildir.Türkiye cezaevlerinde hasta tutuklular başta olmaz üzere cezaevlerinde binlerce hak ihlali yaşanıyor. Kendi halklarına bu kadar acımızasız olan, hakları inkar eden, Kürtlerin dilini ve kimliğini inkar eden, belediyesine kayyımları atayan, milletvekillerini cezaevine koyan, her gün milletvekillerine fezleke hazırlayan bir anlayışın barış konusunda ve diğer ülkelerdeki savaşlara karşı çıkma anlamında da daha samimiyete ve dürüstlüğe ihtiyacı var. Biz her şeye rağmen sadece Ukrayna’da değil dünyanın neresinde olursa olsun barış demeye, halkların bir arada özgür yaşamasına inancımızı her yerde ifade etmeye devam edeceğiz, ta ki bu ülkeye barışı getirene kadar, adaleti, vicdanı, hukuku, hakikati ortaya çıkarana kadar. 

İlk seçimlerde AKP ve MHP’yi tarihin çöp sepetine atmak boynumuzun borcudur

Bizler seçimlere kadar olan zamanda Türkiye halklarının, nerede bir ezilen, sömürüye uğrayan varsa, talan varsa, haksızlık ve hukuksuzluk varsa, HDP siyasetini yapmaya devam edecek. Seçimlerde de AKP ve MHP’ye dersini vermek ve onları tarihin çöp sepetine atmak boynumuzun borcudur. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü biliyoruz ki onların bir Kürt düşmanlığı, kadın düşmanlığı var ama aynı zamanda demokrasiye düşman, barışa ve adalete düşman bir iktidarla karşı karşıyayız. Kürt Sorununu çözmek yerine derinleştirmekten hiçbir şekilde geri adım atmıyorlar. Her gün yeni yeni ihlalleri ve sorunları karşımıza çıkarmaktan asla geri kalmıyorlar. AKP ve MHP hükümetine ders verecek olan bu Kürt, kadın, demokrasi düşmanlığı karşısında Türkiye halklarının, demokrasi güçlerinin, barış yanlılarının, kadın ittifakının ve gençlerin ortak duruşu ile onlara mutlaka bu seçimlerde iyi bir ders vereceğiz.Bizler bu yolda büyük bedeller ödedik, belki ödemeye devam ediyoruz. Artık bu halklarımızın bedel ödeyecek acı ve zulüm çekecek, tahammül edecek gücü kalmamıştır. Biz bu siyasete başımızı, gövdemizi koyduk. Biz arkadaşlarımıza söz verdik, biz Deniz Poyraz’a söz verdik, Garibe Gezer'e Selahattin Demirtaş’a, Gültan Kışanak’a söz verdik. Biz bu yoldan asla geri adım atmayacağımızı onlara da söyledik. Buradan bir kez daha ilan ediyoruz. 

Newroz'da bir araya gelelim, omuz omuza verip birlikte yürüyelim

Şimdi önümüzde Newroz var. Newroz halkların barış ve huzur içinde bir araya geleceği bir gün. Milyonların birlikte halay çekeceği, horon tepeceği ve özgürlük ateşini yakacağı bir gündür. İstanbul’da Newroz'u da 20 Mart Pazar günü Yenikapı Meydanı'nda kutlanacak. Buradan bütün Türkiye halklarına, İstanbul’da yaşayan bütün halkımıza seslenmek istiyorum. Newroz yeni bir gündür, barış ve özgürlüktür. Bugün de bir araya gelelim, omuz omuza verelim ve birlikte yürüyelim. Şimdiden hepinizin Newroz'unu kutluyorum, çünkü ben burada olmayacağım. Ben Amed’den İstanbul'a Newroz özgürlüğünü ve barışını haykıracağım, oradan buraya selam göndereceğim. Bir kez daha hepinize bizimle birlikte olduğunuz için yürekten teşekkür ediyorum."

  Kaynak: www.mansethaber.com
  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER GÜNDEM Haberleri
HABER ARŞİVİ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI