Erdoğan’dan ilk açıklama: 36 şehit

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin İstanbul milletvekilleriyle Dolmabahçe Ofisi'nde bir araya geldiği programda açıklama yapıyor.
 Tarih: 29-02-2020 11:58:50   Güncelleme: 29-02-2020 12:35:50
Erdoğan’dan ilk açıklama: 36 şehit

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Suriye meselesi Türkiye için asla bir macera veya sınırlarını genişletme çabası değildir. Ülkemizin Suriye'de yürüttüğü mücadelenin anlamını hala kavramayanların bulunduğunu üzüntüyle görüyoruz.

Türkiye, ekonomi ve demokraside şahlanmışken ardı ardına iç ve dış sıkıntılarla karşılaşmaya başladık ama milletimiz yanımızda yer aldı. Harekatlarla güneyimizdeki kuşatmayı üç noktadan kırdık. Suriye sahasında verdiğimiz mücadelede bölgede etkisini gösteren güçlerle diyaloğu sürdürmeye önem verdik. İdlib ülkemizi köşeye sıkıştırmak ve diğer kazanımlarımızı elimizden almak için kurgulanan, kışkırtılan bir konu olarak önümüze geldi.

Yaklaşık 4 milyon insan rejimin kanlı saldırıları sebebiyle sınırlarımıza doğru harekete geçmiştir. 1,5 milyonu şu anda sınırımızdadır. 3,7 milyon Suriyeliyi ülkemizde barındırıyoruz, yeni bir göç dalgasını kaldırabilecek durumda değiliz.

Biz oraya Esed'in davetlisi olarak gitmedik. Biz oraya Suriye halkının davetlisi olarak gittik. Suriye halkı "tamam bu iş bitti" demeden bizim ordan çıkma niyetimiz de yok. Bizim ne petrol ne orada toprak derdimiz var, bir güvenli bölgeyle sınırlarımızı teminat altına almak istiyoruz. Sayın Putin'e de söyledim. 'Sizin orada ne işiniz var?' Eğer siz üs kuracaksanız, yine kurun ama orada bizim önümüzden çekilin, bizi rejimle baş başa bırakın" dedim.

Karşımızdaki senaryonun asıl hedefi Suriye değil, Türkiye'dir. Suriye'de istediklerini alanlar, namluları hemen Türkiye'ye çevirecektir. Sınırlarımızı arındırmazsak yarınki manzara ortada. Eğer bu savaşı bugün Suriye'de, İdlib'de vermezsek yarın Şırnak'ta, Hakkari'de vermek zorunda kalırız. Bugün Suriye'yi fiilen 3'e bölenlerin Türkiye'nin bütünlüğüne saygı göstereceğini düşünmek gafletten öte bir durumdur. PKK'nın, 1984'te gerçekleştirdiği ilk eyleminden itibaren kendi topraklarımızda 7500'e yakın güvenlik görevlimiz ile 6800'e yakın sivil vatandaşımızı kaybettiğimizi unutmayalım. Bugün sadece Suriye'de eğitilmiş ve donatılmış terörist sayısı 40 bin ile 60 bin arasında ifade ediliyor.

Şu anda ekranları başında bizi izleyen milletime özellikle sesleniyorum: 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var?' sorusu, aslında 'Türkiye terör örgütlerine ve kendine düşman bir rejime teslim olmalı.' önerisini bize tavsiye ediyorlar. Bunların yaptığı budur. Şimdi milletime soruyorum, terör örgütlerine, ülkemize düşman rejime boyun mu eğelim, diz mi çökelim. Suriye'de verilen mücadelenin hepimizin geleceği ile ilgili olduğunu herkesin görmesi ve kabul etmesi gerekiyor.

Bu mücadelede şehit düşen her evladımızın acısı yüreğimizi dağlıyor. Şehitler tepesi hiçbir zaman boş kalmayacak. İdlib harekatımızda önceki gün vermiş olduğumuz 34, daha sonra 36'ya çıktı. Şehitlerimiz inanıyorum ki bu milletin vatan kılınması mücadelesinin zirve yaptığı noktalardır. Rejime de onları destekleyenlere de kararlığımızı göstereceğiz. Şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmıyoruz. Şu ana kadar 2 bin 100'ün üzerinde rejim unsuru öldürülürken, 300'e yakın araç imha edilmiştir. Dün akşam itibarıyla 7 kimyasal ürünlerin olduğu depo, onlar da yine patlatılmıştır. İşin bu noktaya gelmesini asla arzu etmezdik. Ama madem ki kendileri bizi buna zorladılar sonuçlarına da katlanacaklar. 

Suriye'de tüm sınır hattımız boyunca 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölgeyi bilfiil oluşturmak için çalışmalarımız devam ediyor. Kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Barış Pınarı Harekatı bölgesinin sağında ve solundaki bölgelerde bize verilen sözlerin tutulmadığını biliyoruz. Bize verilen söz neydi? YPG, PYD'yi bunları bu bölgelerden çıkacaklardı. Ne Rusya ne ABD bu sözleri tutabildi, çıkaramadılar. Dün bunu her iki liderle de paylaştım. Biz gereğini yapıyoruz ama onlar gereğini yapamıyor. 

Dün gün boyu liderlerle görüşmelerimiz oldu, ana muhalefetin başı hariç. O, arama lütfunda bulunmadı. Neymiş ben onu arayacakmışım. Ben seni ne arayım ya, dünya bizi arıyor, sen de bizi ararsın, biz de sana bütün detaylarıyla her şeyi veririz.

İdlib'de de mutabakatlara uyulmadı. Bizim huzuru koruma çabamıza ateşle karşılık veriyorlar. Bu durumu sadece izlemekle kalanların açıklamaları da samimi değildir. Terör örgütüne ve rejim binlerce TIR silah yardımı yapanlar, Türkiye ne bu konuda ne de mülteciler konusunda destek veriyor. Biz aylar önce eğer bu durum böyle devam ederse kapıları açacağımızı söylemiştik. Kapıları açtık, geçenlerin sayısı 18 bin oldu, bugün 25-30 bini buldu. Biz bu kapıları bundan sonra kapatmayacağız. Biz bu kadar mülteciyi beslemek barındırmak zorunda değiliz.

İnsansız denizaltımızı yapmak için çalışmalarımız sürüyor. İnşallah en kısa sürede onu da yapacağız. 

  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER GÜNDEM Haberleri
HABER ARŞİVİ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI