İnsanlık suçu raporlandı

Türkiye’nin Avrupa’ya sınır kapılarına açmasından sonra binlerce mültecinin sınırlara gitmesinin arrdından Yunan askerlerinden gördüğü şiddet olayları raporlara yansıdı.
 Tarih: 15-03-2020 09:47:45
İnsanlık suçu raporlandı

 

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği, Türkiye’den Avrupa’ya yaşanan göç dalgası sebebiyle 28 Şubat 2020 tarihinde sınır kapısı bölgesinde gözlemlerine başladı. Dernek, olayların yoğun şekilde yaşandığı 1 Mart 2020 tarihinden itibaren 14 günlük bir rapor hazırladı.

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği şu şekilde bir açıklama yaparak raporunu kamuoyuna sundu:

‘‘İlk olarak, olayların yoğun bir şekilde yaşandığı, 01.03.2020 tarihinde tarafımızca özet olarak bir gözlem raporu hazırlanmıştır. Geçen 14 günlük süre içerisinde, Edirne'den Yunanistan'a geçiş noktalarında anket çalışmaları, birebir görüşme ve gözlemlerle Yunanistan makamlarının hukuk ihlallerini belgeleyerek yeni ve kapsamlı hale getirmiş bulunmaktayız ve süreç devam ettiği takdirde sahadaki çalışmalarımıza devam edeceğimizi, belirli periyotlar dâhilinde raporlar hazırlayacağımızı siz değerli kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.’’

Türkiye'nin birçok bölgesinden hareket ederek Avrupa sınırına akın eden mülteciler, ağırlıklı olarak Suriye, Irak, Afganistan, Cezayir, İran, Fas, Sudan, Somali ve Türkmenistan gibi ülkelerin vatandaşlıklarına mensup olduğunu açıklayan raporda ‘‘Yasal yollarla Avrupa'ya geçmeyi bekleyen mülteciler, Pazarkule sınır kapısına yönelirken, sınır köylerinden de geçişlerin yapıldığı ya da yapılmaya çalışıldığı bilinmektedir.’’

Mültecilerin maruz kaldığı şiddet olayları şu şekilde açıklanıyor:

‘‘Türkiye sınırında tampon bölgede bekleyişini sürdüren mültecilere, Yunanistan tarafından gaz, sis ve ses bombası ile plastik mermi kullanılarak sert bir şekilde müdahale edilmektedir. Sınırı geçtikten sonra Türkiye tarafına geri gönderilen bazı mülteciler ile yaptığımız mülakatlarda, Yunanistan tarafına geçtiklerinde Yunan polisinin, mültecilere ait olan çanta, telefon, cüzdan, pasaport ve paralara el koyduğu ve ayrıca bazılarına da fiili şiddet uyguladıkları ifade edilmiştir.

Mülteciler arasında çocuklu aileler bulunsa da, genellikle bekâr ve erkek gruplar öne çıkmaktadır. Kaçak geçiş yapmak istemedikleri için kapının resmi olarak açılmasını beklediklerini belirten mültecilerde genel kanaat, Yunanistan tarafının kapıları açacağı, yasal geçişin olacağı ve iltica sistemine dâhil olacakları yönündedir.’’

Rapor için görüşme yapılan mültecilerden Avrupa ülkelerinde akraba ve tanıdığı olanların, onların yanına ulaşmayı planladığı ancak özellikle Afgan mültecilerin sınırı geçmeleri halinde gitmeyi planladıkları bir rotalarının bulunmadığı belirtiliyor.

Mültecilerin Avrupa tarafına gitme iradelerinin genel sebepleri ise raporda Türkiye'de mülteci statüsü edinmelerinin mümkün olmaması, yasal statü edinme hususunda karşılaştıkları zorluklar, nihayetinde vatandaşlık alamamaları ve ülkedeki mülteci sayısının fazlalığından kaynaklanan çalışma imkânlarına erişim sorunları ile ekonomik sıkıntılar olarak tespit edilmiştir.

Süreç içerisinde Türkiye – Yunanistan kara sınırında yaşanan göç yoğunluğu ve olgusunun gözlemlerimize dayalı tablosu aşağıda şekilde açıklanmaktadır

PAZARKULE SINIR KAPISI

•Pazarkule sınır kapısında yasal yollarla geçiş için bekleyen mülteci sayısı ilk günlerde artış göstermiş ise de Yunanistan kaynaklı saldırı ve tacizlerin artması, ölüm ve yaralanma hadiselerinin yaşanması nedenleri ile göç yoğunluğu azalmıştır.

• İlk gün ateş yakıp kısa süreli konaklamak üzere hazırlık yapan mültecilerin bir haftayı geride bıraktığımızda bölgedeki imkânlarla derme çatma barınaklar ve çadırlar kurduğu görülmektedir.

• Genellikle kadın ve çocukların, barınma imkânsızlıkları nedeniyle ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldığı gözlemlenmiştir.

• Yunan polis, asker ve milislerinin müdahalesi gün geçtikçe sertleşmektedir. Sınırda bekleyen mültecilere yönelik olarak, kadın, erkek, çocuk ayrımı gözetmeksizin, plastik mermi, gaz, ses ve ses bombası ile sürekli olarak müdahale edilmekte, mülteciler sınır kapısından uzaklaştırılmaktadır.

• Mülteci yoğunluğunun yaşandığı noktalardan biri olan Doyran köyünde, Pazarkule'de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları bulunmamaktadır. Buradaki mültecilerin insani ihtiyaçları, bölge halkı ile diğer bölgelerden gelen bireylerin ve küçük çaplı kuruluşların yardımları ile karşılanmaktadır. Köy camisi, mültecilerin konaklaması için açılmış durumdadır.

• Sınır hattı boyunca hareketliliğin yaşandığı Karpuzlu, Enez ve diğer köylerde de genel durumun aynı şekilde olduğu gözlemlenmiştir.

MÜLTECİLER KAYBOLUYOR

• Son günlerde sınırı geçip geri dönen mülteciler ile yaptığımız mülakatlarda Yunan askeri tarafından yakalananların, elleri arkadan plastik kelepçelerle bağlanmak sureti ile, nehre atıldıkları bilgisine ulaşılmıştır.

• Meriç nehrinde kaybolan ya da boğularak yaşamını yitiren mültecilerin olduğu, Yunan tarafının hayati durumlarda dahi müdahaleye izin vermediği bildirilmektedir.

İşkence ve Kötü Muamele Öncelikle Türkiye tarafına tamamen kendi rızaları ile gelen mültecilere, sınırı geçene kadarki süreçte kamu ve STK'lar aracılığı ile gerekli insani yardım, barınma, sağlık ve diğer hizmetlerin sunulmakta olduğu ve b mültecilere insani muamelede bulunulduğu gözlemlenmiştir.

KADINLARA TACİZ

Ancak, sınır geçiş kapıları dışında Yunanistan topraklarına kayıtdışı ulaşan ve geri gönderilen mültecilerle yaptığımız mülakatlara göre;

• Yunan kolluk kuvvetleri ve paramiliter gruplar tarafından sistematik ve kasıtlı şekilde işkence, gasp, kötü muamele ve cinsel tacize varan eziyetler yaşatıldığı ifade edilmiştir.

• Sınırı geçtikten sonra yakalananların pasaport, para, değerli eşyaları ve üzerlerindeki kıyafetlerine el konulduğu be bunların elleri arkadan bağlanarak Meriç nehrine atıldıkları onlarca ayrı vaka ve mağdurlardan teyit edilmiştir.

• Nehirden botla geçmek isteyen gruplara ateş açılmakta, botları batırılmaya çalışılmakta, hayati riskler barındırmasına rağmen, mülteci kafileleri açıkça hedef alınmaktadır.

• Kadınların üst arama bahanesiyle uzun süren cinsel tacizlere muhatap oldukları bizzat kadınların kayıt altına alınan beyanlarında yer almaktadır.

BİBERONA BİLE EL KOYUYORLAR

• Sınırda ilk günlerde silahla ateş ederek Suriye/Halep doğumlu bir mültecinin yaşamına son verilmesi hadisesi basına yansımıştır. Bu durum, Yunanistan Güvenlik Güçlerinin gerçek mermi kullanmış olduğuna dair duyumları ispatlar niteliktedir.

• Bebeklerin biberon ve mamalarına dahi el koyan Yunanistan kolluk kuvvetlerinin, sınır köylerinde mültecileri ihbar edenlere para ödülü vermek gibi gayri insani tutum içerisinde bulunduğu ifade edilmektedir.

• Onlarca ayrı vakada, gençlerin vücutlarında cop ve sopalarla oluşmuş ciddi yaralanmalar gözlemlenmiştir. Geri itilme süresince bekletilme alanlarının fiziki koşullarının oldukça yetersiz olduğu, cinsiyet ayrımı olmaksızın mahremiyet esasları da gözetilmeksizin sıkışık vaziyette tutuldukları ifade edilmiştir.

SAVAŞ MAĞDURLARI YOĞUNLUKTA

Araştırma Bulguları Sınır hattı ve civarında ulaşabildiğimiz çok sayıda mülteci ile gerçekleştirdiğimiz birebir mülakatlar ile bir saha çalışması gerçekleştirilmiştir. Yaptığımız değerlendirmelerde, Avrupa sınırını geçmek isteyenlerin genel profiline göre;

• Bekâr ve erkeklerin ağırlıklı olduğu, kadınların ise azınlıkta olduğu,

• Genel olarak iş bulma ve daha iyi ekonomik şartlar beklendiği,

• Gençlerin ağırlıklı olduğu ve potansiyel iş gücünü barındırdığı,

• Büyük çoğunluğunun işsiz ya da herhangi bir meslek sahibi olmadığı,

• Ağırlıklı olarak Suriye, Afganistan, Mısır, Irak, Pakistan gibi savaş ve istikrarsızlığın olduğu ülkelerden geldikleri,

• Türkiye'de resmi statü sahibi olmadıkları veya geçici koruma ile ikamet izni sahibi statüsünde oldukları

• Mültecilerin sınıra daha çok arkadaşları ile geldikleri ve Avrupa'ya geçilmesi halinde çeşitli ülkelerdeki akraba ve tanıdıklarına ulaşmaya çalıştıkları kaydedilmiştir.

AİLELERİNİ BIRAKIP GİDİYORLAR

200 kişi ile gerçekleştirdiğimiz anket çalışmasına göre, Yunanistan sınırında edinilen bulgular şu şekildedir:

Mültecilerin %80'ini erkekler, %20'sini ise kadınlar oluşturmaktadır.

Aileleri ile beraber gelen mülteciler olmakla beraber, kapıların açılması varsayımında da dahi Avrupa'ya gidiş yolu meşakkatli olacağından mülteciler genel olarak ailelerini yanlarında götürmemeyi tercih etmektedir. Bunların yanı sıra, Türkiye'de tek başlarına kalan mülteci genç erkekler de bu fırsattan yararlanmak amacı ile yola çıkmışlardır.

Sınır kapılarında Avrupa'ya geçmek için bekleyenler, %54.60 oranında 19-25 yaş arası, %15 oranında 26-30 yaş arası, % 14.70 oranında ise 0-18 yaş arası çocuklar, %10,20 oranında 31-40 yaş arası kişilerden oluşmaktadır. Cinsiyet ve yaş dağılımı, ülkelerindeki çatışma/istikrarsızlık nedenleri ile ayrılan ve Yunanistan sınırını geçmek isteyen mültecilerin önemli kısmının genellikle ekonomik nedenlerle hareket ettiğini ön plana çıkarmaktadır.

İŞSİZ MÜLTECİLER YOĞUNLUKTA

Sınır kapılarında bekleyenlerin %43.80 'ini işsizler oluşturmaktadır. Bu durum, kişilerin yaş ve cinsiyet grafiği ile karşılaştırıldığında bunların potansiyel iş gücünü oluşturduğu söylenebilir. Mültecilerin bir kısmı (%8), tekstil sektöründe çalıştığını ifade etmiştir.

Anavatan Sınır kapılarında bekleyen mültecilerin çoğunluğunu %54.10'luk oranla Afganistan vatandaşları oluştururken, Afganistan'ı %22.10'luk oranla Suriye ikinci sırada, %7.80'lik oranla Pakistan ise üçüncü izlemektedir.

Genel olarak ülkelerini terk edenlerin daha iyi yaşam ve hayatta kalma amacıyla ülkelerini terk ettikleri gözlemlenmiştir.

İKAMET EDİLEN ŞEHİRLER

%40'lık oranla ilk sırada yer alan İstanbul'u Ankara, Erzurum gibi şehirler takip etmektedir. Avrupa'ya geçmek isteyenlerin genellikle metropol şehirlerden oldukları gözlemlenmektedir.

Sınırı geçmek isteyenlerin %19.80'inin "Geçici Koruma", %6.30'unun ise "Oturum İzni" statü sahibi oldukları ve %73.90' nın ise, "Kayıtsız" olarak Türkiye'de kaldıkları beyan edilmiştir

 

  Kaynak: Sabah
  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER GÜNDEM Haberleri
HABER ARŞİVİ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI