CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu Radyo Harman’da

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu Radyo Harman'da Gündemdekiler programında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
 Tarih: 25-06-2021 12:40:55   Güncelleme: 25-06-2021 18:11:55
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu Radyo Harman’da

 

Hüseyin Bekar’ın sunduğu Gündemdekiler programının bu haftaki konuğu CHP Genel Başkan Yardımcısı Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu’ydu.Hüseyin Bekar'ın Gündemle ilgili sorularını yanıtlayan Bülent Kuşoğlu önemli açıklamalarda bulundu.


23 Haziran 2019'da 2 kez yapılan İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nun 2 kez kazanması hakkında konuştu


Bülent Kuşoğlu:  23 Haziran 2019’da yapılan İstanbul seçimleri olağanüstü bir seçimdi,dün arkadaşlarımız İstanbul'daydı 2. yılını kutladık, güzel ve mütevazi bir kutlamaydı. 23 haziran 2019 seçimleri CHP için çok anlamlıydı, çünkü o tarihte millet iradesine,demokrasiye karşı bir darbe teşebbüsü söz konusu olmuştu.Cumhuriyet Halk Partisi adayı Ekrem İmamoğlu kazandığı halde,bu kadar az farkla kazanılmaz denilip seçimin tekrarı yaptırılmıştı,Yüksek Seçim Kurulunun seçimlerin tekrarı ile ilgili kararında mantıklı hiçbir gerekçe yoktu sadece AKP Genel Başkan Yardımcısı'nın hiçbir şey olmasa da muhakkak bir şeyler olmuştur gerekçesi vardı.Bunlara rağmen çok güzel bir sonuç elde edildi,bu demokrasinin zaferiydi çünkü halk,haksızlığı hukuksuzluğu yapılanın ne kadar adaletsiz olduğunu gördü ve çok adaletli bir karar verdi,bildiğiniz gibi 13 bin farkı 806 bin farka çıkardı bu demokrasinin ve millet iradesinin zaferi oldu,o dönemde CHP ve Ekrem İmamoğlu açısından birçok şey söylediler, CHP’li  belediyeler teröre destek verecek,PKK’lı memurlar çalıştıracaklar,sıkıntı yaratacaklar gibi olumsuz propaganda yapmaya çalıştılar.Bu 2 yıllık süreçte tam tersi olduğunu gördük hatta mart ayı ile birlikte 2 buçuk yıllık süreçte CHP belediyelerinin pandeminin olumsuz koşullarına rağmen yerel yönetimde ne kadar başarılı olduğunu gördük,bu yerel başarılar umarım CHP’yi iktidara getirecektir bu açıdan 2019 seçimleri özellikle İstanbul seçiminin gelecekte demokrasi tarihinde çok önemli bir rolü olacak.

 

Hüseyin Bekar’ın gündeme dair soruları yanıtlayan Kuşoğlu, Türkiye'nin  kara para trafiği,uyuşturucu,insan kaçakçılığı ve ticaretinde önemli merkez olması ve Avrupa'daki itibarımız hakkında da önemli açıklamalarda bulundu.


Bülent Kuşoğlu: Bu çok önemli bir konu,çok üzülerek cevap vereceğim.Şuanda Türkiye kara para açısından Avrupa ülkeleri içerisinde çok kötü bir itibara ve çok kötü bir nota sahip bir ülke maalesef.Kara para aklayan,kara paranın özellikle geldiği,aklandığı ve dışarı çıktığı bir ülke görünümünde.Türkiye bir yolsuzluk ve kara para ülkesi olarak görülüyor.Amerika’da para aklayan bir grup, Sezgin Baran Korkmaz'la temasa geçip- ki Türkiye’de daha önce bir iş adamı bile değildi –birlikte kara para aklamışlardır,daha önce biliyorsunuz Rıza Zarrap olayı ve buna benzer olaylar da var, çok büyük miktarlarda kara para aklayan bir ülke olduk.Kara para deyince işin içine yolsuzluk giriyor,yolsuzluk iş dünyası ile ilgili olarak başlıyor,siyasetçileri,bürokratları,yargı mensuplarını ve medyayı da işin içine katarak çember oluşturuyor.Yargı mensuplarının yolsuzlukları tespit edip cezalandırması gerekirken yargı da işin içinde bulunuyor,bürokratların yargı ile ilgili işlemleri başlatması gerekirken onlar da işin içerisinde,Türkiye maalesef bu  iktidar döneminde özellikle son 12 seneden beri yolsuzluklara tamamen bulaşmış vaziyette.Avrupa’da da Avrupa Birliği'nde de Türkiye bir yolsuzluklar ülkesi olarak görülüyor,bizim kara para ve yolsuzlukla mücadele etmesi gereken kuruluşumuz olan MASAK maalesef iktidar tarafından çalıştırılmıyor.MASAK’ın uluslararası üst kuruluşu OECD’nin bir kuruluşu olan FATF ( finansal eylem görev gücü )burası da aynı şekilde çalıştırılmayan bir kuruluş.Türkiye gri listeye alınmak üzere maalesef,bu Türkiye’deki bankaların işlem yapamaz hale gelmesi demek,Türkiye’nin ithalat ve ihracatta sıkıntılar yaşaması demek.Avrupa birliğinin yolsuzlukla mücadele konusunda önemli bir kuruluşu daha var GRECO.GRECO’da da sonuncu durumdayız.Türkiye maalesef karanlıklar,yoksullukla,kara para ülkesi olarak görülüyor.Ortaya çıkan olaylar da bunları doğruluyor maalesef.Kara para ile ilgili 6 kere servet affı çıktı.Bu kaynağını ispatlayamadığınız paranız varsa getirin vergi almadan bu parayı aklayacağım demek.12 yıldan beri Türkiye kara parayı aklayabilen bir ülke,bu parayı nerden elde ettiniz,terörden mi kokainden mi önemi yok vergisiz ya da %1’lik vergiyle sisteme dahil edeceğim diyen bir ülke olduk biz.Bu durum Türkiye’ye çok büyük sıkıntılar getirdi ve getirmeye devam edecektir.

 

Bülent Kuşoğu,iktidarın kara para ile mücadele konusunda neler yaptığı,hangi yasaları uyguladığı konusunda açıklamalar yaptı


Bülent Kuşoğlu: OECD’nin hazırlamış olduğu 40 temel ilke vardır her ülkenin uyması gereken biz bunların 12’sine uyuyoruz geri kalan 28’ine uymuyoruz en önemlisi ise siyasi nüfuzu olan şahışların yani politikacıların, bürokratların,yüksek rütbeli askerlerin,üst düzeydeki iş insanlarının muhakkak paralarının takip edilmesi lazım,para geliş gidişleri belli bir mevlanın üzerinde mi değil mi diye.Türkiye bu maddeye  hiç uymadı,bir ülkenin en önemli konusudur bu.Büyük mevlalar söz konusu olduğunda takip edilmesi gerekir diyor maddede, Türkiye’de ise hiçbir şekilde buna uyulmadı.Kurumlar vergisi kanununun 30.maddesine göre yurtdışında vergi cennetleri denilen yerlerden  gelen paraların %30 vergilenmesi gerekiyor.Fakat bu yerlerden vergi kesilmesi için Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesi gerekiyor.Dünyada 30’u aşkın vergi cenneti yer vardır bu liste yıllardır yayınlanmadığı için Türkiye vergi cennetlerinden gelen %30’luk kurumlar vergisi tevkifatını yapamıyor. Öyle bir sistem kurdu ki bu iktidar tümüyle kara para ekonomisi üzerinden bir sistem yarattı ve bunu suç olmaktan çıkarttı.

 

Kuşoğlu,İMF’nin Türkiye vatandaşına ve esnafına en az yardım yapan ülkedir tespitine karşı İMF’yi değerlendirdi.


Bülent Kuşoğlu: İMF bizim de kurucusu olduğumuz bir kuruluştur ve belirli kıstaslar dahilinde Türkiye değerlendirildiğinde maalesef çok olumsuz sonuçlar çıkıyor ve gerçekten de TÜİK’in 2019 rakamlarına göre gelir dağılımı bozulmuş durumda.Zengin daha zengin fakir daha fakir hale gelmiş durumda ve orta sınıf yok oluyor Türkiye’de.Bu durum sosyolojik olarak ülkeyi büyük bir sıkıntıya sokan,gelişmesini engelleyen,fakirliğin,yolsuzluğun,ahlaksızlığın artmasına sebep olan bir durum.2002 yılında ortalama olarak bir Türk vatandaşları toplam 6 milyar borçluydu,şimdi 2021’de ise 857 milyar borçlu.Kredi kartı borçları,tüketici borçları bunlar iş dünyasının borçları değil. Türkiye gelişti yollar,köprüler,cam binalar yaptı evet ama Türkiye çok borçlandı ve borcunu ödeyemez hale geldi,bizim gibi ekonomiler çift para kullanır bir kendi parası yerli para bir de yabancı para.Yerli parasıyla bir sıkıntısı yoktur fakat yabancı para ile dövizle ilgili çok dikkatli olunması gerekir eğer dövizi kendi paranızdan daha kıymetli tutarsanız dolarizasyon denilen bir hastalığa yakalanırsınız ve altından kalkamazsınız şuanda Türkiye dolarizasyon hastalığına yakalanmıştır ve büyük sıkıntı içerisindedir.

 

Cumhuriyet Halk Partisi olarak ekonominin gidişatına,fakirliğin artmasına karşı açıklamalarda bulundu.


Bülent Kuşoğlu: Türkiye çok büyük bir potansiyeli olan ülke bundan şüphem yok,Türkiye hukukun üstünlüğü ile yönetilir güven verilirse,demokratik kurallara uyulursa uçacak bir ülkedir bu potansiyele sahiptir.Planlı bir ekonomi ile 3 sene içerisinde normale döndürülür ve uçuşa geçer bunu samimiyetle söylüyorum.Kaynaklarımız var,büyük bir tarım ülkesiyiz ve yoğun bir genç nüfusumuz var.Türkiye düzgün yönetilsin gerçekten hepsinden çok daha iyi durumda oluruz bu potansiyele sahibiz çünkü.Malesef eğitiminden tarımına kadar kötü yönetiliyor ki bu potansiyeli kullanamıyoruz.Üretimin,demokrasinin,hukukun üstünlüğü yerine yolsuzluk ekonomisi oluşturmuş bir ülkeyiz şuanda,gri listeye giren,karanlıklar ülkesi durumundayız.Yöneticilerimiz yolsuzluklarla suçlanıyorlar yurtdışında hiçbir itibarı yok Türkiye’nin.CHP olarak Türkiye’yi 3 sene içerisinde normalleştirip uçuşa geçireceğiz.

 

Son olarak şuan gündemde olan Türkiye’de stratejik önemi olan (MKE) Makine Kimya’nın özelleştirilmesi hakkında değerlendirmeler yaptı.

Bülent Kuşoğlu : Bu çok önemli bir konu.Bir kurumun anonim şirketi olmasında KİT (Kamu İktisadi Teşebbüsü) olmasında bir sorun yok fakat birden bire iktidarın programında olmadığı halde Makine Kimya gibi tarihi çok köklü bir kuruluşu ve bu ülkeye çok yararı olan bir kuruluşu ki yakın zamanda ürettiği mühimmatla bizi Suriye savaşında,Afrin'de önemli ölçüde sıkıntılardan kurtarmış bir kuruluşken plansız programsız bir şekilde neden yapıldığını çok iyi anlamadığımız bir şekilde anonim şirkete çevirmeye çalışıyorlar.Bir kurumun anonim şirkete çevrilmesinin anlamı şudur:orada çalışanlar kamu statüsünde değil,ticaret hukukuna bağlı yani özel bir şirkette çalışan statüye dönüşmesidir böyle bir durum söz konusu.Anonim şirkete dönüştürüldüğünde rahatlıkla işten çıkarırsınız,ücretini istediğiniz gibi tespit edersiniz,kamusal haklarından mahrum bırakabilirsiniz vs. böyle durumlar söz konusu, yoksa anonim şirkete dönüşmesinde mahsur görmüyoruz. Ancak parti olarak mahsur gördüğümüz şey AKP iktidarının anonim şirkete dönüşmesi ile ilgili bir planı programı yok,birdenbire ortaya çıkıyor ve neden yapıldığı belli değil.Biz bundan önceki 61 milyar dolarlık özelleştirmelere bakıyoruz ve bakınca orada çalışanların nasıl perişan olduklarını o şirketlerin nasıl çalışamaz duruma geldiklerini görüyoruz.Türk Telekom ve Şeker Fabrikasında bunları gördük.Kamu eli ile çalıştırılırken özelleştirilen kurumların hiçbirinde bir başarı yok dolayısıyla biz aynı durumların söz konusu olacağını düşünüyoruz onun için buna karşı çıkıyoruz.Yoksa bir kurum anonim şirketi olabilir,kit olabilir ama burada iyi bir niyet yok,biriken tecrübeye göre olumlu bir gidişat söz konusu değil,güvenemiyoruz bir bu iktidara,onun için halk ve Makine Kimya çalışanları da güvenemiyor.Anonim şirketine çevrilecek diğer kurumlarda olduğu gibi istediği kişileri hiçbir kurala bağlı olmaksızın,hiçbir liyakat aramaksızın başına,yönetimine getirecekler böyle de bir sıkıntı var.Bu iktidar yanlış işler yapıyor bu yüzden makine kimya’nın özelleştirilmesi konusunda iktidara güvenmiyoruz.CHP olarak Makine Kimya'ya sahip çıkacağız,elimizden geldiği kadar önemini ,hassasiyetini vurguluyoruz ama maalesef bazı vicdanları aşamıyoruz bu konuda halkımızın desteğini bekliyoruz,geçmişte yapılan yanlışları unutmasınlar ve bize destek olsunlar lütfen.

 

  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER GÜNDEM Haberleri
HABER ARŞİVİ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI